30 Ekim 2008 Perşembe

Başkanın ölümü

Boca Juniors'u kökten sarsabilecek bir şok ancak bu olabilirdi . Boca Juniors'un başkanı Pedro Pompilio kalp krizinden aniden vefat edince hem Boca'lılar hem de Arjantin derin bir şaşkınlık ve üzüntüye büründü .Riquelme'yi tekrar kulübe kazandıran ve Bombonera'yu 70.000 kişilik bir stad haline getirmek için çalışmalara başlayan Pompilio'nun ölümü Boca'yı ne kadar etkiler ya da ne kadar gaza getiririr, zaman gösterecek ...

HUBLOT

Kriz dünya firmalarının ocağına incir ağacı dikince futbol kulüpleri de haliyle kıyısından köşesinden bu durumdan etkileniyor . Manchester United'ın sponsoru AIG'e el konulmasından sonra , United gibi bir kulübün sponsorsuz kalması düşünülebilecek en son şey . İsviçreli saat firması Hublot M.United ile sponsorluk anlaşmasına vardığını açıklamış .Dandik AIG ambleminden sonra kırmızı formanın üstünde durabilecek farklı bir sponsorun varlığı ne kadar tutar bilinmez ama gözler bir süre sonra yeni reklama alışıyor . Hublot firması bu anlaşmadan oldukça karlı çıkar ve yapabileceği en iyi işi yapmışlar . Eminim bundan sonra satış rakamları ve tanınırlık durumu tavan yapacaktır . Bu arada Manchester ile bir zamanlar özdeşleşen Sharp firmasının gözden gönülden düştüğünü düşünüyorum ....

Bahtsız !

Hayatında atabileceği en kolay golleri Fenerbahçe'de kaçırınca hedef tahtasındaki yerini almıştı Kezman. Üstüne üstlük koca maç boyunca yapamadığını yedekten gelen Semih'in fazlasıyla yapması daha da strese sokmuştu onu . Fransa'nın hatırı sayılır kulüplerinden birinde forma giymeye başlayınca ve kupa maçında Kayserispor'a gol atınca herhalde dikiş tutturur artık diye düşünmüştüm . Ama Kezman beni yanılttı, Paris S.G'de forma şansını bile doğru düzgün yakalayamaktada . Hoarau takır takır golleri sıralayınca kimsenin aklına bile gelmiyor Sırp. Saraçoğlu'nda saç baş yoldursa da Zico onu hep kanatları altına almıştı . Le Guen ise kanatlarıyla onu ezmekte ...

29 Ekim 2008 Çarşamba

Maç sonu !

En iyisi kim ?

Fifa, 2008 - yılın futbolcusu adaylarını açıkladı . İspanyollar EURO 2008'deki performansının yüzü suyu hürmetine 6 futbolcu çıkarmış . 12 Ocak'ta en iyi kim sorusuna cevap alabileceğiz . Benim gönlüm kaleci Casillas'tan yana, ama herhalde büyük ihtimalle ödül Manchester'lı Ronaldo'ya gider gibi görünüyor. Ayrıca Fernando Torres ödülü kaparsa hiçte şaşırmam. Bu arada adaylar şöyle :

Emmanuel Adebayor (Arsenal - Togo)
Sergio Aguero (Atletico Madrid - Arjantin)
Andrei Arshavin (Zenit St Petersburg - Rusya)
Michael Ballack (Chelsea -Almanya)
Gianluigi Buffon (Juventus - İtalya)
Iker Casillas (Real Madrid - İspanya)
Deco (Chelsea - Portekiz)
Didier Drogba (Chelsea - Fildişi Sahilleri)
Samuel Eto’o (Barcelona - Kamerun)
Cesc Fabregas (Arsenal - İspanya)
Steven Gerrard (Liverpool - İngiltere)
Zlatan Ibrahimovic (Inter Milan - İsveç)
Andres Iniesta (Barcelona - İspanya)
Kaka (AC Milan - Brezilya)
Frank Lampard (Chelsea - İngiltere)
Lionel Messi (Barcelona - Arjantin)
Franck Ribery (Bayern Munich - Fransa)
Cristiano Ronaldo (Manchester United - Portekiz)
John Terry (Chelsea - İngiltere)
Fernando Torres (Liverpool - İspanya)
Ruud van Nistelrooy (Real Madrid - Hollanda)
David Villa (Valencia - İspanya)
Xavi (Barcelona - İspanya)

Amerikalı !

Yaş kemale ermeye başladığı vakit yapılacak en iyi iş yeni kıtaya kapağı atmak . Arsenal 'den sonra West Ham'da ki günleri eskiyi bir hayli arattırmıştı bize . Wenger tabanca gibi kullandı onu , çokça takımın kalbinden vurdu iyi işler yapmıştı Arsenal'de . Yeni takımı Seattle Sounders'ta ne yapar eder bilinmez ama , Ljunberg gider ayak balayına çıkar gibi iyi bir sözleşme imzalayıp futbolunun son demlerini sefaya çevirmiş görünüyor ....

SOL ayak !

J.B. Toschack

Dietmar Hopp

Şüphesiz Bundesliga'nın şu anda en çok konuşulan takımı Hoffenheim . 3000 kişinin yaşadığı bir kasaba takımının en yakın rakibi Hamburg'u üçleyerek liderliğe oturması futbol dünyasını bir hayli şaşırtmış durumda . 1990 yılında Almanya'da 8.lig ayarında bir seviyede bulunan bir takımın şimdilerde ortalığı bu denli karıştırması anormal bir durum olsa gerek .Sene başında G.Saray ile oynadığı ve 2-1 kazandığı hazırlık maçında dikkatimi çekmişti mavililer . O zaman gerçektende bu takımda iş var demiştim . Hoffenheim'ın başarısında belkide en büyük etken Dietmar Hopp . Almanya'nın multi milyonerlerinden birisi olan Hopp kurduğu takımla hop dedirtiyor resmen . Hopp , Mannheim civarlarında 30000 kişilik bir stad yapma hazırlığında ve Hoffeinheim için hiç bir şeyden kaçınmıyor . En büyük hayali Bundesliga liderliğini bir kez olsun görmekti , bunu da başardı . Darphane gibi para akıtan futbol devlerinin performansları karşısında , mütevazi fakat bir o kadar da iyi kadrosu ile takımları dize getiren Hoffenheim'dan ve Hopp'tan futbol dünyasının öğreneceği çok şey var...

Mehtap !

28 Ekim 2008 Salı

Piskopatın golü

İngiltere'de nedense kanımın kaynamadığı -ısrarla söylerim-tek takımdır Newcastle United . Bu kadar para pula ve gelen giden ünlü futbolcu trafiğine rağmen entrikalar ve salakça mağlubiyetler eksik olmaz siyah beyazlılarda . N.United tam 7 hafta sonra zorda olsa 2-1 lik West Bromwich galibiyetiyle 3 puana kavuştu .Skor pekte umrumda değil . Dikkat çeken asıl konu piskopat Barton'un gol atması . O kadar vukuaat ve hapishane günlerinden sonra bu adamın hala takımda yer bulabilmesine hep şaşmışımdır .Hiç bir hocada kesmedi onu . Nede olsa piskopat işte , çekiniyor millet bu Barton'dan.Golünü de çakmış penaltıyla . İyi roman olur bu adamdan . Adamda döverim , futbolumu da oynarım diyo kendisi . Racon ondan soruluyor adada ...

Patron Maradona !

Bir ara hayatının en kötü günlerini yaşıyor , hastanelerde belki de son demlerini geçiriyordu Maradona . Alyuvar akyuvardan ziyade kokain dolaşıyor damarlarında muhabbeti almış gitmişti . Sivil hayata geri döndü , medyada sürekli her şeye rağmen onun peşinden koştu . Bundan sonrada koşmaya daha çok devam edecek .Arjantin milli takımının koltuğu ona emanet . Topla da hayatla da habire dalga geçti . Fakat şimdi ciddi bir görev onu bekliyor . Maradona teknik adamlıkta ya karizmayı çizdirecek ya da gelgitler yaşayan kariyeri tekrar tavan yapacak . Arjantin halkı sevinmiştir kesin .Fakat onun gönlümüzdeki yeri Mexico 86'da çakılı kaldı . Sanki teknik direktörlük onun sihrini alıp götürecek gibi bir his var içimde ...

Ohhhhh !

Her şeyin yokluğunda , o şeyin kıymetini anlayabiliyorsunuz. Blogspot'a yasak gelince harbiden sap gibi ortada kaldığımı hissettim. Resmen hayatımın parçası olmuş bu meret . Yasak çabuk kalktı , eşeğimi yeniden bulmuş gibi sevindim. Yazmaya devam ...

26 Ekim 2008 Pazar

Yazık !

Çürük elmayı ayıklamayıp, sağlamlara da çürük muamelesi yapan bir zihniyetin hakim olduğu bir ülkede iki kelam edip bir şeyler yazmak suç olmaz da ne olur ... Yazık ,çok yazık ...

23 Ekim 2008 Perşembe

Galatasaray 1 - 0 Olympiakos (23.10.2008)

Tribünler maça iyi hazırlanmıştı . Ne de olsa rakip bir Yunan takımı olunca desibel oranı bir parça daha yüksek olması gerekiyordu . Tribünlere güzel eşlik etti sarı-kırmızılılar . Aklı başında, kontrollü ve dengeli futbolun semerisini gördü bu gece G.Saray . Meira'nın Servet'ten kurtulup Ayhan'a yaklaşması Ayhan'ı daha değerli yaptı. Rahatladı çocuk biraz. Sakatlanıp çıkmasına daha çok üzüldüm bu yüzden . Lincoln'ün her zamankinden çok hareketli ve diri oynaması orta sahada işleri iyice kolaylaştırdı. Hakan Balta ve Sabri'nin yumuşak ayakları Yunanlıların kanat zenginliklerini iyice azaltırken , topun daha çok G.Saraylı futbolcularda kalmasını sağladı. Özellikle Balta'nın olası her Yunan atağında kestiği kritik toplar ekran başında iyice kafamızı koltuğa dayamamıza sebep olmuştur . Yunanlılar orta sahada daha zayıftı bizimkilere göre. Cimbomun yumuşak karnı duran toplar olduğu için , genelde de pozisyonları böyle buldu Olympiakos . Son dakikalarda De Sanctis'in gereksiz çıkışı güzelim günü berbat edebilirdi , ama etmedi işte. Kovacevic'in kulübede olması belki de G.Saray'ın en büyük şansı idi . Tabi onlarında en büyük şansı bizim son vuruşlardaki kazmalığımızdı . Yine de maçı izleyen her taraftar büyük olasılıkla tatmin olmuştur futboldan . Güzel bir başlangıç ve güzel bir skor .

Not : D-Smart reklam kkonusunda eşeğin bir tarafına suyu kaçırmış . Sanki reklam arasında maç izler gibi oldum bir ara . O kadar büyük boyutlu , ve iki dakikada bir ekrana zırt pırt gelen reklamlar yüzünden ekranın alt kısmında ne olup bitiyor anlamadım . Rezalet ötesi ...


STAT: Ali Sami Yen
HAKEM: Iturralde Gonzalez (İspanya)
GALATASARAY: Sanctis, Sabri, E.Aşık, Servet, Hakan, Arda, Ayhan (Dk. 74 Volkan Yaman), Lincoln, Meira, Kewell (Dk. 86 Mehmet Güven), Baros (Dk. 78 Nonda)
OLYMPIAKOS: Nikopolidis, Torosidis, Antzas, Zewlakov, Papadopoulos, Domi, Patsatzoglou (Dk. 74 Oscar), Pantos (Dk. 59 Leto), Galletti, Diego, Belluschi
GOL: Dk. 26 Kewell (Galatasaray)
SARI KARTLAR: Antzas, Galletti (Olympiakos) Lincoln, Emre Aşık, Ayhan(Galatasaray)

Milan'lı Beckham

Futbolun vitrinini süsleyen en iyi malzeme David Beckham olsa gerek . Milan'la bir kaç aylığına da olsa anlaşması Milanlı bir çok taraftarı heyecanlandırmış durumda. Tabiki haliyle forma satışları ve tribün doluluk oranları muhtemelen artacak . David harbiden gittiği yeri ihya ediyor . Çoğu kişi Beckham'ın futbolundan hazzetmese de adamın sağ ayağı muhteşem diyebilirim. 4 ay gibi kısa sürede forma bulur mu ?Valla bence kesin bulur, bulmak zorunda. Çünkü takımda onu oynatmak için bir baskı olur her halükarda . Schevchenko'ya yer açabilmek için genç Paloschi'ye yol verildi . Beckham gelince de acaba Borriello'mu bir taraflara gönderilecek ? Ancelottti Beckham'dan sakat Pirlo'nun yokluğunda yararlanabilirim gibi bir açıklama yapmış .İyi de Beckham ile Pirlo tamamen futbol karakterleri farklı olan oyuncular . Bence Pirlo'nun yaptığı işi Beckham yapamaz. Ronaldo, Kaka ve Beckham ! İnsan sırf bu adamları görmek için tribüne koşar .Bu transfer akıllıca yapılmış bir pazarlama hamlesidir . Başka bir şey göremiyorum . Beckham için hayırlı olmuştur ayrıca ...

19 Ekim 2008 Pazar

Forma Numarası !

Gülücük !

Bu gülüşü özlemeyen yoktur . Geçen seneyi sakatlıklarla ve kulübede arkadaşlarını izlemekle heba etmişti Ronaldinho .Maç oynamayınca hafiften göbekte semirmişti . Geçen hafta Milano derbisini kazandırdı, bu haftada Sampdoria'ya 2 gol attı . Ağzı kulağına vardı derler ya, İtalya ona yarayacak galiba . Harbiden özledik bu gülüşü ...

Turkcell Super Lig 08-09 : 7. Hafta

Galatasaray 3 - 0 Trabzonspor(19.10.2008)

G.Saray Trabzon'la Ali Sami Yen'de oynadığı maçlarda genelde moralini düzeltmiştir. Yine de öyle oldu . Sezona uzun bir aradan sonra aklı başında bir başlangıç yapan Trabzon'un kaçırdığı fırsatlar sonucunda sahadan böyle bir skorla ayrılmasında beceriksizlik ve De Sanctis gerçeği yatıyor . De Sanctis nerde duracağını bildiğinde sanki bütün toplar onun kucağına atılıyormuş gibi oldu . Arda'nın sol kanatta parladığı ve her topu alışında kalbimizin ve gözlerimizin bayram ettiği bu maçta , özellikle bakarak köşeye taktığı gol bizim sahalarda da böyle fantastik goller oluyormuş dedirti bana . Kewell durdu, Arda parladı maçta. Meira'nın Servet'ten mümkün olduğunca uzak bir mevkide oynaması ,Emre Aşık'ın da yolunu açtı .Meira'nın basit ,isabetli ve teknik pasları özellikle Ayhan'ı rahatlatı bugün . Kademe hataları yapılsa da Servet- Emre ikilisi Servet-Meira ikilisine göre daha çok takdir ve tercih edilir . Baros bugün fazla boş alan bulamasa da hareketli oyunu ona eninde sonunda fırsat yarattırıyor . Lincoln'ün elinde bayrak direğiyle Brezilya civarından oyun havaları sunmasına seyirci kalan hakemin kırmızıyı hazır kıta bekletmesi ve vicdanını ilk fırsatta temizlemesi pek yakışık almadı. Lincoln'ün de golü atmasına rağmen böylesine salakça hatalar yapmasını profesyonellikle bağdaştıramıyorum .Kardeşim çuvalla parayı alıyorsan biraz da beynini kullanacaksın ,di mi yani ? Ersun Yenal son haftalarda gaza gelmiş olacakki forvet bolluğunda Cimbom'u alt edeceğini sandı . Kardeşim G.Saray bile kendi sahasında tek forvetle , tedbirli oynuyorsa bir dur , bir destur de bakalım .Colman gibi bir adamı yanında oturtması hataydı . Bu arada Song eski takımına karşı oynamanın gerginliğini yaşıyor gibiydi sanki . Her zamanki hataları devam ediyordu . G.Saray umduğundan da kolay bir 3 puan kaptı bu gece . Savunma zaafları UEFA Kupasında başına çok iş açar . Herkes Gökhan- Umut ikilisi kadar cömert olmuyor . Bu kadar yapılan transferlerin ve bu takımın hakkı en azından gruplardan çıkmaktır . Öyle umuyoruz ....

Not : Bu arada yine turuncu formalar sahadaydı . Ben harbiden bu duruma takmış durumdayım. Yahu Ali Sami Yen'desiniz , giysenize adam gibi sarı-kırmızıyı..!

Stat: Ali Sami Yen
Hakemler: Bünyamin Gezer , Cem Satman , Asım Yusuf Öz

Galatasaray: De Sanctis , Sabri , Emre , Servet , Hakan , Meira , Ayhan (Dk. 88 Volkan ), Arda x, Lincoln , Kewell (Dk. 66 Aydın ), Baros (Dk. 85 Nonda )
Trabzonspor: Tolga , Tayfun (Dk. 34 Colman ), Song , Egemen , Cale (Dk. 73 Barış ), Hüseyin , Selçuk , Serkan , Isaac (Dk. 46 Yattara ), Gökhan , Umut
Goller: Dk. 26 Arda, Dk. 32 Servet, Dk. 60 Lincoln (Galatasaray)
Kırmızı Kart: Dk. 62 Lincoln (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Dk. 17 Lincoln, Dk. 53 Servet (Galatasaray), Dk. 22 Tayfun, Dk. 29 Serkan, Dk. 70 Colman, Dk. 90 Hüseyin (Trabzonspor)

Madrid Derbisi

Barcelona, R.Madrid derken bir de hafta içinde Liverpool'a yenilirse iyice şamar oğlanına döner Athletico Madrid. Dün TV'yi açtım, maça ben bile hazır değilken ekran karşısında Nistelrooy çakıverdi köşeye . Bu iş kolay olacak Real için dedim kendi kendime. Nistelrooy'un kırmızısı (ağır bir karardı) hakemin 10'a 10 olsun da maça tat gelsin anlayışındandı .Agüero yırtındı durdu . Maç berabere biter derken, daha önceki postta da bahsetmiştim Hollanda'lılar maça etki eder diye, Heitinga'nın kazmalığı bir puandan da etti Athletico'yu. Felaketler geldi mi üst üste geliyor işte. Bu Athletico'yu anca Liverpool galibiyeti paklar ..

Yazsanıza kardeşim !

Otografisini yazan futbolcular listesine en son katılan isim Drogba oldu . İngiltere'de pek modadır bu iş . İyi de mıngır kazandırır yazarına . Sadece futbol manyağı değil , ortalama okuyucu kitlesi de merak edip okur futbolcuların hayatını . Merak ediyorum da neden bizim ülkemizde futbolcular bu tür edebi olaylara kalkışmazlar . Malzeme desen , tonla . Türk futbolunun kendisi adama her türlü konuyu yazdırır zaten . İki lafı bir araya getiremeyen futbolcu bir de kitap mı yazsın diyceksiniz . Teknik yardım almak koşuluyla acaip eserler çıkabilir oysa. Tanju'da , H.Şükür'de, Aykut'ta, Oğuz'da, Rıza'da ,Hami'de yığınla malzeme vardır ansiklopedi yazdırcak kadar . Bunlar benim ilk aklıma gelenler. Televizyonda yorum yapan futbolcu eskileri atıp tutacağına eski günlerden , yaşadıklarından bahsetsin biraz . Futbol edebiyatı oluşturulabilir yavaş yavaş . Çok mu hayal kurdum ?

17 Ekim 2008 Cuma

Kuluçka !

Madrid Madrid'e karşı !

Cumartesi'nin en favori maçı elbette ki Madrid derbisi olacak . Atletico Madrid Nou Camp'ta Barça'dan 6 tane sağlı sollu kroşeleri yedikten sonra kötü nakavt olmuştu . Agüero -Messi kapışması da pek cafcaflı olmamıştı açıkçası . Bu beklenmedik ve basit mağlubiyetin ardından gelecek Galacticos galibiyeti her şeye bedel . Bu maçın kuşkusuz en ilginç noktalarından birisi de eski dostların kapışması olacak . Ath.Madrid'li Heitinga eski Ajax'lı takım arkadaşları Rafael van der Vaart ve Wesley Sneijder ile ilk defa karşı karşıya gelecek . Madrid'de evleri de birbirlerine uzak değilmiş bu adamların . 7 yaşında altyapıdan beri yediği içtiği ayrı gitmeyen Hollandalıların farklı formalar altında karşı karşıya gelecek olmaları maçın üstüne çıkacak bir olay değil elbette ; fakat bu üç isim de maça etki edebilecek önemli ayaklardan olduğu için gözler onların üzerinde olacak . Arjen Robben ve Ruud van Nistelrooy'u da hesaba katarsak Heitinga'nın yalnızları oynadığı kesin...Bu arada maç ne olur derseniz, tek farklı bir Real galibiyeti bekliyorum ...Bakalım ne olacak ...

Fortis Türkiye Kupası 2008 / 09

16 Ekim 2008 Perşembe

Estonya 0 - 0 TÜRKİYE (15.10.2008)

İnsan şöyle maçlarda kaybedilen puanlara hayıflanmadan edemiyor . Sistem mistem herşey iyiydi aslına bakarsınız, ilk yarı biraz sıkıcı bir oyun sergilesek te genel anlamıyla maça hakim , bir şeyler yapmaya çalışan ve bolca da pozisyon bulduğumuz bir maçın ardından , insan ulen yine mi cumartesi -çarşamba sendromu be ! demeden edemiyor .Yok kardeşim 6 puan üst üste alamıyoruz işte şöyle turnuva maçlarında . Hamit'in sert - yumuşak vurduğu her topu kalecinin kucağına nişanlaması , Yusuf gibi ince bilekli bir adama yakışmayan kalın vuruşlar , Balta'nın direkten dönen topu ekran başında küfür edebiyatımıza yeni incilerin girmesine neden oldu . Yazık tek kelimeyle yazık ! Her şey iyiydi , her şey uygundu fakat topu çerçeveye sokacak beceriden ve şanstan mahrumduk . Tadım tuzum kaçtı be ..!

ESTONYA: 0 - TÜRKİYE: 0
Stat: Le Coq Arena
Hakemler: Robert Malek , Krysztof Myrmus , Konrad Sapela (Polonya)
Estonya: Londak , Şişov , Barengrub , Piiroja , Kruglov , Vunk (Dk. 77 Puri ), Dmitrijev , Klavan , Vassiljev , Oper , Voskoboinikov (Dk. 63 Zenjov)
Türkiye: Volkan , Servet , Hakan Balta , İbrahim Kaş , Sabri , Arda , Aurelio , Kazım (Dk. 70 Uğur ), Halil , Ayhan (Dk. 60 Yusuf ), Nuri (Dk. 35 Mevlüt )
Sarı Kart: Dk. 84 Arda (Türkiye)

14 Ekim 2008 Salı

Cisse Mix !

Tablo gibi

Dünya Kupası elemelerinden Senegal-Gambiya maçında çekilmiş tribün fotoğrafı ...Siyah adamların kafaları tablo kıvamında değişik bir hüviyet kazandırmış . Arada tek tük beyazda var. Onlar arada kaynamış gitmiş haliyle ...

€1 MILLION

Dünyada kriz var diyenler halt etmiş . Bu kriz denilen illetin Madrid'e uğramadığı açık. Başlıktaki rakam Real Madrid Başkanı Roman Calderon'un sene sonunda Şampiyonlar Ligi ve İspanya'da kazanılacak kupalar sonunda oyuncularına ödemeyi vaadettiği rakam . Sadece La Liga şampiyonluğuna £250,000 değer biçmiş Calderon. CL şampiyonluğunuda £400,000'cık ...Ben Real'in topçusu olsaydım , böyle prim için sahada kıçımı yırtmazsam ahacık şurdan şurayada adımımı atmayayım . Prim mi , ganimet mi belli değil ....

Sanal Christiano !

En Kötü 11 !

Barcelona tabanlı spor gazetesi ''Sport'' okuyucuları arasında yapılan ankete göre gelmiç geçmiş en kötü muhtemel Barcelona 11'nin arasına bizden biri de girmiş. Tebrikler Rüştü ...!

13 Ekim 2008 Pazartesi

Biraderler !

Türkiye -Bosna maçını izlerken ,Halil Altıntop oyuna girerken birden aklıma geliverdi , keşke Hamit sakat olmasaydı da kadroda yer alsaydı diye .Sonra kardeş futbolcuların futboldaki konumlarını düşündüm birden . Örneğin Laudrup kardeşleri izlemek rüya gibi bir şeydi . Ama ben Brian Laudrup'u daha çok tutardım nedense . Neville kardeşler iyi çıkış yapmışlardı bir aralar ama biri Everton'a gidince sihri kaçmıştı ikisinin de . Daha önceleri Hollandalı De Boer kardeşler tartışmasız favorilerimdendi . İkisi de manyak top oynardı Ajax yıllarında. G.Saray Frank De Boer'in kariyerinin içine etmişti gerçi . Koeman kardeşlerde önemli bir yer tutmuştu futbol dağarcımızda . Şota ve Arçil bizden biri gibiydi , onları unutuna aşkolsun. Bülent ve Mert Korkmaz Cimboma bir ömür verdi . Tabi Mert dolandı durdu Anadolu'da . Kurtuluş'ların biri Cimbom'da biri Kartal'da . İsviçreli Yakın Kardeşler İsviçre futboluna damgasını vurmuştur güzelinden . İtalyan İnzaghi kardeşler epeyce fileleri sarstılar. Filippo daha çakal olduğu için epey kariyer ve kupa yapmıştır . Piyasada bir çok Kone (Arouna, Bakari,Karamoko) vardır örneğin , hepside iyi topçudur vesselam . Yaya ve Kolo Toure'ler Barça'da ve Arsenal'de takımın olmazsa olmazlarındandır . Eskiden hatırladığım fakat bize görmek nasip olmayan Hollandalı Van der Kerkhof kardeşler ve İngiliz Charlton'ların literatüre girdiklerini de hesaba katmak lazım .Alman Rummenigge'leri görmüşümdür tıfılken. (Karl Heinz olanını daha çoktutardım.)Bu isimlerin içinden en çok Danimarkalı Laudrup kardeşlerin beni etilediğini söylemeden geçemeyeceğim. Hamit bu arada seni özledim be, milli takıma bir an önce geri dönsen iyi edersin...

Farklı duygular !

11 Ekim 2008 Cumartesi

TÜRKİYE 2 - 1 Bosna Hersek (11.10.2008)

Sakatlıklar yüzünden birgün kökümüze kıran girecek diye düşünürken Batuhan'ın sakatlanması milli takım adına hayır vesilesi oldu galiba. Rusya 'da Tekke ,kulübede Altıntop beklerken gol umutlarımızı dev bir tıfıla bırakmak Fatih Hoca'nın her zamanki muazzam (!) fikirlerinden biri olabilirdi ancak . Bu maçtan bir ay önce birisi bana forvet varyasyonumuzun Mevlüt ve Batuhan'dan oluşacağını söylese kıçımla gülerdim herhalde . Acaba bu maça kadar Mevlüt ve Batuhan birbirlerini daha önceden görmüşler miydi ?İlk yarıda sağda çırpınan ve bir şeyler yapmaya çalışan ve aynı zamanda kanaatimce maçı kurtaran Sabri'nin dışında, Mevlüt'ün cılız ve beceriksiz gol vuruşları vardı .Fransa'da takır takır golleri saydıran Erdinç'in galibiyet golünü atmasına rağmen beni pek tatmin edebildiğini söyleyemeyeceğim . Son vuruşlar tek kelimeyle berbat , fakat mücadele azmi ve hızı konusunda negatif düşünmüyorum . Volkan ilk yarıda kendisine gelen tek topuda içeri aldı . Her zamanki gibi duran toplardan kalemize giren goller ve ardından seyirci için tırnak yeme merasimi ! İbrahim Kaş bir kaç pozisyonda ürkütse de kademede çok önemli bir kaç topu iyi kesti . Bu maçı çeviren olay ikinci yarının ilk 15 dakikasındaki yoğun pres ve Sabri'nin ekstra performansıdır. Kulübeden gelen doğru hamleler (zorunlu da olsa !)Bosna'yı şaşkına çevirmiş ve bizim açımızdan olması gereken zorunlu galibiyetin geleceğe dair beklentilerimizin erkenden bitmemesine neden olmuştur .Ama şunu da kabul edelim , milli takımın ikinci yarıda oynadığı futbolu beğenmedim desem ayıp ederim . Estonya'da bir üç puan daha kapmamız farz gibi bir şey artık!

Stat: BJK İnönü
Hakemler: Viktor Kassai , Gabor Eros , Tibor Vamos (Macaristan)

Türkiye: Volkan , Sabri , Servet , İbrahim Kaş , Hakan Balta , Kazım , Aurelio , Ayhan (Dk. 64 Halil ), Arda , Mevlüt (Dk. 80 Yusuf ), Batuhan (Dk. 39 Nuri )
Bosna Hersek: Hasagic (Dk. 75 Brasnic ), Damjanovic , Spahic , Radeljic , Salihovic , Rahimic , Berberovic , Misimovic , Muratovic (Dk. 81 Pjanic ), İbricic (Dk. 64 Ibisevic ), Dzeko xx
Goller: Dk. 27 Dzeko (Bosna-Hersek), Dk. 51 Dzeko (Kendi Kalesine), Dk. 66 Mevlüt (Türkiye)
Sarı Kartlar: Dk. 42 Kazım (Türkiye), Dk. 80 Radeljic, Dk. 88 Pjanic (Bosna-Hersek)

10 Ekim 2008 Cuma

Davala

Milan'a transfer olmadan önce Ümit Davala takımı sırtlayan , enerji küpü, matrak sevdiğim bir adamdı . Yüzünden gülücük eksik olmayan, Uzakdoğudaki Dünya Kupasında Mohikanvari akla zarar saçlarıyla herkesin takımında görmek istediği bir futbolcuydu . Werder Bremen'de talihsizlik bir sakatlık geçirdi, futboldan da haliyle uzaklaştı .Bu arada çıkardığı Rap albümüyle de benim işim sadece yeşil sahalar değil demişti . Böylesine deli dolu bir adamın Genç Millilerle başlayan teknik adamlık deneyiminin ardından suratsız ve ciddi bir çehreye bürünmesinin sebebini teknik adamlığın biraz da ciddiyet gerektirmesine bağlamıştım Sonra G.Saray günleri ve Skibbe'nin asistanı olunca takıma faydası olur diye düşündüm. Ama maçlarda çizdiği portre : Elleri genellikle bağlı, maçı öylesine seyreden , Skibbe'ye iki çift kelam etmeyen sinik bir görüntü . Bazı futbolculara harbiden teknik adamlık yakışmıyor .Galiba Davala'da onlardan birisi . Tam anlamıyla bir hayalkırıklığı oldu Davala . Yaprak dökümü başladı , Skibbe de her an Lufthansa'dan biletinin ayırttırabilir . Skibbe giderse fazla takmam da , Ümit Davala'nın gözden gönülden bu şekilde düşmesine üzüldüm . Ama sen de hakettin be Ümit !

8 Ekim 2008 Çarşamba

Denizli ne yapar ?

Beşiktaş Mustafa Denizli ile anlaşmış . İyi mi oldu ? Eee kısa vadede alınabilecek en faydalı ismi aldı Beşiktaş . Peki her şey yoluna girer mi? Orası muamma . Ben şimdiden Denizli'nin akıbetini merak etmeye başladım .Yıldırım Demirören ve tayfası sağolsun kumpasları, entrikaları iyi çeviriyor .İnsan ilişkileri ve incelikten yoksun bir başkanın Tigana'yı ,Rıza'yı ve Ertuğrul'u nasıl gönderdiğinden bahsetmeye gerek yok . Bosque başlı başına bir skandal . Futbolculardan Koray, Fahri ve Burak (İlk aklıma gelenler) ne olduğunu bile anlamadan başka kulüplerde buldular kendilerini. Acaip bir basiretsizlik, beceriksizlik ve dümencilik zihniyetiyle yönetilen bir kulüpte harbiden Denizli'nin ne halt yiyeceğini merak ediyorum .

Çetin ceviz ....

23 Ekim 2008
Galatasaray - Olympiakos
6 Kasım 2008
Benfica - Galatasaray
27 Kasım 2008
Galatasaray - M.Kharkiv
3 Aralık 2008
Hertha Berlin - Galatasaray

Yıllar önce böyle bir grup ve eşleşme için gözü kapalı Cimbom'u üst turda derdim , ama o yıllar geride kaldı ve Trömsö ve Helsinborg facialarını yaşadıktan sonra şimdi gerçekten bir yorum yapmak zor . Galatasaray Avrupa'daki prestijini çoktan çarçur ettiği için ister istemez taraftarın kafasında belkiler oluşmaya başladı bile . Ama yine de ümitsiz değilim . Ali Sami Yen'de Yunan ve Ukrayna takkımıyla oynayacak olmamız gözle görünen bir avantaj . Ne kadar iyi isimlere sahip olsa da bu defans hataları ve hala oturmayan şablon umarım başımızı fazla ağrıtmaz ...

6 Ekim 2008 Pazartesi

Nurtopu !

Turkcell Super Lig 08-09 : 6. Hafta

Süperman !

Bir kaç sene öncesine kadar kıyafet balosunda Dirk Kuijt'in giydiği kostüm bu . Ben Kuijt'in üzerine giydiği Liverpool formasının altında sanki bu kostümün olduğunu düşünüyorum . İşlerin sara sarpa gittiği anlarda alıyor eline sazını , tıngırdatıyor en güzelinden . Hollandalı Liverpool'a geldiğinden beri süper işler yapıyor . Aklı sadece ve sadece elinden gelebildiğinin en iyisini yapabilmekte. O tescilli bir kahraman değil ama bu yolda emin adımlarla ilerliyor . Liverpool'un son yıllarda kendi bünyesine kattığı en iyi transferlerden .....

Vah Uşakspor vah !

Memleketim Uşak olduğu için Uşakspor'u kıyısından köşesinden takip etmeye çalışırım . Maalesef bu sene Uşakspor tarihinin en kötü günlerini yaşıyor . Daha yakın zamana kadar rekor puanla gelen şampiyonluğun ardından Süper Lig hevesinin ve beklentisinin yaşandığı Uşakspor büyük ihtimalle amatöre düşecek bu sene. Takıma sahip çıkan bir Allahın kulu bile yok. Bütün Uşaklı işadamları ve zenginler sırtını çevirmiş durumda. 15-16 yaşındaki tıfıl delikanlıların haysiyetiyle onuruyla sahaya çıktığı , deplasman parasını bile zor bulduğu bir takım konumuna döndü . Borç desen diz boyu .Borçlardan kurtulmanın tek yolu küme düşmek . Ya da Arap şeyhlerinin, Rus milyarderlerinin takımı alması gerekiyor . Daha 1 tane gol bile atamadı Uşakspor . Oynadığı 6 maçta 33 tane gol gördü kalesinde. Utanç verici bir durum . Para hayatımızda her şey mi ? Galiba Uşakspor için evet . Memleketimin takımını bu halerde görmek beni mahvediyor . Hey gidi günler hey ...!

Bursaspor 2 - 1 Galatasaray (05.10.2008)

Çok acaip bir lig oluyor bu sene . Büyük takımların çöküşü Türk futbolununun da çöküşünü hazırlıyor yavaş yavaş . Evet lig aslında bu sene daha zevkli. Çünkü bu sene Anadolu takımları kendini daha çok gösteriyor .Trabzon'un iyi bir form yakalaması da hoşuma gidiyor .Fakat gerçekçi olmak gerekirse milli takımın iskeleti 3 büyükler üzerine kurulu . Sakatlar ve formsuz ordusunun oluşturduğu 3 büyük takımın üstüne bir de moralsizlik çökmüş durumda . Saçma sapan işler yapıyor 3 büyük takım da. G.Saray uzun süredir(belki de ilk defa ) böylesine kuvvetli bir kadro kurmamıştı hiç. Ama forvet hattı ile defans hattı arasındaki güç farkı ve kendi bildiğine yalnızları oynayan bir orta saha seyircinin gönlünü hoş tutmuyor . Tuhaf bir dengesizlik var G.Saray'da. G.Saray'ı G.Saray yapan orta saha yol geçen hanı gibi. Ne basıyor, ne üretiyor ne de yardım ediyor . Servet ne zaman Meira ile bir uyum yakalayacak Allah'a kalmış . Yusuf sihirli bilekleriyle tek başına Cimbomu tepeledi . Bu Yusuf'tan futbolunun son demlerinde milli takımda da yararlanmak lazım aslında. Genç Sercan gene boş durmadı, iyi bir golcü olduğunun ve daha daha iyi olacağının sinyallerini verdi .İyi oldu bu yenilgi G.Saray için. Ne zamandır çekirge misali zıplıyordu Cimbom . Bu çekirgenin kulağını çekmek lazımdı . UEFA Kupası mı? Hele bir durun . Bu takım daha takım olamadı ki...

Stat: Atatürk
Hakemler: Hüseyin Göçek , Alper Ulusoy , Aleks Tasçioglu
Bursaspor: Ivankov , Veli , Ömer Erdoğan , İbrahim Öztürk , Mustafa Keçeli , Sercan Yıldırım (Dk. 84 Volkan Şen), Bekir Ozan , Mustafa Sarp , Romaschenko (Dk. 66 Fabricio ), Yusuf Şimşek , Adriano (Dk. 64 Gökhan )
Galatasaray: Sanctis , Sabri , Meira , Servet , Volkan Yaman , Arda , Ayhan , Lincoln , Hakan Balta (Dk. 71 Aydın Yılmaz ), Nonda (Dk. 80 Yaser), Baros
Goller: Dk. 38 Mustafa Sarp, Dk. 48 Sercan Yıldırım (Bursaspor), Dk. 56 Arda (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Dk. 63 Veli (Bursaspor), Dk. 60 Sabri, Dk. 76 Baros (Galatasaray)