31 Ağustos 2009 Pazartesi

Hey gidi Monaco hey !

Gecenin bir vakti , Nonda'nın son haftalardaki gösterdiği performansla bağlantılı olarak eski takımı Monaco aklıma geliverdi . (Ne alakaysa!) . Fransız futbolunun en üretken , en başarılı takımlarından birisi kuşkusuz Monaco. 2004 yılında sürpriz Şampiyonlar Ligi finalisti olmasından sonra özellikle sempatimin daha da arttığı takımlardan birisi oldu Monaco . Yani bir şekilde en azından maç sonuçlarını takip ederim bu takımın . Zaten Pekazi'nin o müthiş frikiği doksanı bulduğundan beri Monaco'nun zihinlerimizde ayrı bir yeri vardır. Klasik yandan parçalı kırmızı beyaz forması hoş durur futbolcunun üstünde . Monaco son yıllarda eskisi gibi şaşaalı ve güçlü değil . Bunda yönetimin artık genç futbolculara önem vereceğine dair oluşturduğu yeni kulüp politikası da etkili. Pek adını duymadığımız gençlerle dolu , eskisi gibi gibi yıldız futbolcuların tercih edilmediği Monaco dünya futboluna sayısız yıldızı kazandırmış önemli bir takım . Maçlarını hepimizin bildiği gibi büyük bir araba parkının üzerine inşaa edilmiş Stade Louis II'de oynuyor. Bu stad Süper Kupaya'da ev sahipliği etmekte halen ve rezil zeminiyle eleştirileride üzerine çekiyor . Yukarıdaki resim II.Louie'nin yıllar önceki ilk hali . Tabi o zamanlar tek katlıymış . Monaco'nun fiziki koşullarından dolayı ancak futbol oynanabilecek ender yerlerinden birisi .
Monaco'nun Fransız futboluna kazandırdığı ve Monaco formasını sonradan giyip parlamış sayısız yıldız var . Günümüzde forma giyen en büyük Monaco'lu şüphesiz Thierry Henry . 1992-99 yılları arasında Monaco'da gösterdiği performans onu ilerde Juventus, Arsenal ve Barcelona'dan oluşan müthiş bir kariyere itti . Hala milli takım 32 yaşındaki Henry'den çok şey bekliyor . Henry'i uzun uzadıya anlatmaya zaten gerek yok .
Juventus tarihinin en çok gol atan yabancı futbolcusu şerefine erişen David Trezeguet'de Monaco'nun Fransa'ya hediye ettiği starlarlardan birisi .
Monaco denilince akla gelen ilk isimlerden birisi de Weah .Küçükken Liberya diye bir ülkenin gezegenimizde yer aldığını ilk ondan öğrenmiştim . Liberyalı golcü diye kazınmış kafama . Bu adamı marke etmek için insanlıktan çıkmanız gerekiyordu .
Kaleci Barthez Monaco'nun mahsulü değil elbet , fakat beş yıllık Monaco kariyeri onu Fransa'nın 1 no'lu kalecisi yaptı. Fransa Dünya Kupasını kazandığında o Monaco'nun kalecisiydi .
Ermeni kökenli Youri Djorkaeff zamanında Türkler hakkında verdiği beyanatlarla bizi deliye çevirmişti , fakat futbolculuğuna söylenecek laf yoktu . Driplingleri, çalımları ve öldürücü paslarıyla o da Monaco'da yıldızlaşan futbolculardandı .
Alman yıldız Klinsmann kariyerinin en parlak günlerini Inter'de geçirdi . Fakat Monaco ona yeniden hayat veren başka bir kulüp oldu . Şampiyonlar Ligi maçında G.Saray'a attığı gol ve klasik sevinci acı da olsa unutulmaz .
Şifo Mehmet'in isim babası olan Belçika'lı Enzo Scifo'u da unutmamak lazım . Ayağına top pek güzel yakışırdı bu adamın .
Bizim Nonda'nın ortalığı deli gibi kasıp kavurduğu zamanlar . Takımın gol yükünü çeken en etkili silahlarından birisiydi Nonda . Bu fotoğraf 2001 yılına ait. Ayaktakiler Farnerud, Nonda ,Rodriguez, Marquez , Porato ve Panucci . Yerdekiler ise Leonard , Djetou,Guilly,Gallardo ve Simone . Bu takımla CL'de karşılaşmıştı G.Saray . Hagi'nin SamiYen'de o muhteşem golü unutulmaz. Fakat bize Monaco'da 4 atmışlardı . İtalyan Simone o narin bilekleriyle hasta ederdi herkesi . Guilly hayatının topunu oynuyordu ve Arjantinli Gallardo her sene G.Saray'a ha geldi ha gelecekti .
Bu da 97 yılından . Ikbeba ,Benarbie,Dumas,Anderson ve Henry . Henry o zamanlar evlere şenlikmiş . Brezilyalı Sonny Anderson'a ayrı bir paragraf açmak lazım Yeni nesil hatırlarsa onu Lyon'dan tanıyor . Gördüğü her yerden çakan , mükemmel gollerin sahibi bir adamdı .

Bu fotoğrafta 89-90 senesine ait. Fotoğrafta ilk dikkat çeken isim kuşkusuz teknik direktör Arsene Wenger . 87 yılından 95'e kadar takımın başında kalan Wenger Monaco canavarını yaratan en büyük adamlardan birisi . Daha sonra Henry ile beraber Arsenal'de müthiş işler çıkarmıştı . Hala da dünyanın en iyilerinden ve gençleri fıldır fıldır oynatan kaliteli bir isim . G.Saray'ın Monaco zaferinde takımın başında duran isimdi . Hem Almanya'da hem de Danimarka'da çok üzmüştü Wenger'i G.Saray . Solunda oturan efsane kaleci Ettori Prekazi ismini hayatı boyunca unutmaz sanırım . Yukarıdaki zencilerden en sağdaki Fofana . Ödüm patlardı bu adamdan, acaip tehlikeli bir adamdı. Kariyerinin son demlerinde Karşıyaka formasını giymişliği vardır. Morientes,Saviola,Prso,Glen Hoddle,Rothen,Emmanuel Petit,Riise,Evra,Thuram,Sagnol ...Hepsi kırmızı-beyaz formayı giyipte çoşmuş adamlar. Gecenin bir vakti yaşlandığımı hissettim birden. Hey gidi Monaco ...!

5 yorum:

gillerprensi dedi ki...

Müthiş bir çalışma olmuş. Emeğinize sağlık! Ben de nedense dünkü Ankaraspor maçını izlerken 2000li yılların başına gittim
CM oynadığım yıllar. O yıllarda Saviola büyük yetenekti:D Mihalis Konstantinaou vardı Güney Kıbrıs'ta gol kralı olurdu. Shabani Nonda'yı üst düzey değilse takımın hayatta alamazdın:D Simone de keza öyleydi:D Monaco'yu elediğimizden midir, Galatasaraylıık bilincim o maçla mı başladığındandır Monaco'ya ayrı bir sempatim vardır. Güzel bir özet tarihçe olmuş,tebrikler!

Gençay Ergez dedi ki...

Eric Abidal var bir de. fifa 2003 oynadığım senelerde çok sıkça alırdım Monaco'yu. Sonra bir de Javier Ernesto Chevanton vardı o da iyiydi

weah dedi ki...

tebrikler sağ bek maicon da interden önce monacoda sağ bekti

H. İbrahim Andiç dedi ki...

güzel yazı olmuş, tebrikler.

Ama bide siyahi futbolculara zenci demesen güzel olcakmış. Pek şık durmuyo zenci kelimesi.

Eline saglık, bu arada evra'da Monacolu muydu ?

serkan utlu dedi ki...

@ody
ağız alışkanlığı , zenci dememeye bundan sonra özen gösteririm..bu arada evra'da Monaco'da parladıktn sonra United'ın yolunu tuttu...