İlk yılnda takım ligi 8. sırada bitirdi . Bu aslında yabana atılmayacak bir başarı sayılabilirdi . Çünkü Napoli Diego'dan önce düşme korkusunu sürekli yaşar hale gelmeye başlamıştı . 86 Dünya Kupası'nın Maradona'ya kazandırdığı en büyük katkısı belki de rakiplerinin onla oynarken karşısında engel olamadıkları bir eziklik yaşaması olabilirdi . Onu durdurmak öylesine zordu ki . 87 yılında oynadığı futbol resmen Napoli'ye tavan yaptırdı. Napoli tarihinde ilk kez İtalya Liginin Şampiyonu oluyordu . Sahada yaptığı her hareket , Sao Paolo'nun 60.000 taraftarını zevk alemine sokuyordu . Brezilyalı Careca sırf Diego ile beraber oynayabilmek için kendisine gelen bütün teklifleri reddetmiş ve üzerine Napoli formasını geçirmişti .
Careca, bir başka Brezilya'lı Alemao , Ferrara , Giordano , De Napoli ve Maradona 87 yılında gelen ilk Scudetto ile çıtayı yükseltmişti . Fakat ertesi sezon bu futbolcuların hegemonyasına meydan okuyan Van Basten ve Gullit'li Milan ve Mattehaus'lu Brehme'li Inter Napoli'nin önlenemez yükselişine son vermek istiyordu . Kulüp 87-88 sezonunun son 7 maçında 5 inanılmaz yenilgi alınca taraftar ufak çaplı bir hayalkırıklığı yaşadı . Fakat Maradona Napolililerin gönlünü çok iyi aldı çünkü tarihinin ilk Serie A Şampiyonluğunu kazanan Napoli bu seferde tarihinin ilk Avrupa başarısını elde ediyor ve UEFA Kupasını müzesine götürüyordu . 15 golle Maradona gol krallığı sevincini de yaşamıştı .Maradona güneyin gururuydu . Çünkü İtalya'nın kuzeyi ile güneyi arasında bariz bir şekilde hissedilen bir ayrımcılık söz konusuydu . Refah düzeyi ve gelişmişliği ile güçlü bir yapıya sahip olan kuzey'in futbol kulüpleri güneye fazla şans tanımıyordu. Maradona ile Napoli'nin başkaldırısı bu yüzden büyük anlam taşıyordu. 89-90 yılında gelen 2. Serie A Şampiyonluğu sevince sevinç katmıştı . Napoli halkı Maradona'ya bizler gibi etten kemikten yaratılmış bir insan gözüyle bakmıyordu artık . Hatta o sene İtalya'da düzenlenen Dünya Kupası'nda kendi ülkesi yerine Maradona'yı destekleyen bir sürü Napoli'li vardı. Bu durum İtalyanları fazlasıyla rahatsız ediyordu. Arjantin milli marşının ıslıklanmadığı tek stad Napoli stadı olmuştu .
Şimdiye kadar Napoli yıllarının hep pembe tarafından bahsettik . Yıllar geçtikçe Diego'nun kariyerine geçecek acı zamanlar yavaş yavaş baş göstermeye başladı . Maradona antremanları kaçırmaya başlamıştı . İsmi Camorra olan mafya örgütü Arjantinliyi sarıp sarmaladı. Üzeri kapatılan seks skandallarına ilaveten Diego'nun alkol kullanma oranı da yükselmeye başlamıştı. Doping kontrolü ve kanında bulunan kokain maddesi her şeyi bir anda tuzla buz etti ve İtalyan federasyonu Maradona'ya 15 ay futboldan hak mahrumiyeti cezasını yapıştırdı. Napoli halkı şaşkındı ve bu mahrumiyeti Dünya Kupası'nda Arjantin'in Çizmeyi elemesinden dolayı bilinçli ve ağır bir ceza olarak yorumlayanlar bile vardı . Ama bir gerçek vardı ki ; o da Diego'nun yeşilçam film senaryolarını aratmayacak önlenemez yükselişi ve bir o kadar önlenemez düşüşüydü . Ondan sonra iflah olmayan bir futbolcu görüntüsü çizmeye başladı . Hayatı futbolunun önüne geçmeye başlamıştı ve 7 senelik Napoli macerasının sonunda İtalya'dan ayrıldı . Böylesine dramatik bir macera yaşamıştı işte. Her şeye rağmen Napoli limanının barlarında çocuklarına o muhteşem yıllardan ve fenomen Arjantinliden hala keyifle bahseden bir sürü baba var . Napoli ve Maradona gerçek bir aşktı ve her aşk gibi o da en sonunda ulaşılmazdı ve hüzün dolu sona erdi ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder