25 Ekim 2010 Pazartesi

Geldi bir puan, her şey süt liman...!

Aşırı motivasyonla yüklenmiş kontrolsüz oyun ve bunun getirisi olan bilinçsiz pres hep Saraçoğlu'nda Cimbom'un belini başını kırıyordu bugüne dek . Sinir harbinde geçen oyunlar daha çok G.Saray'lı futbolcuları etkiliyordu ve Fenerbahçe 10 sene boyunca aklı başında futbolunu seyircisiyle süsleyip bir seri yakaladı . Şimdi ne oldu? Yıllar sonra ilk defa G.Saraylı futbolcuları sakin ve kontrollü gördük. Rijkaard döneminde hakim olan yumuşak oyun yerini biraz daha sertliğe ve yardımlaşmaya bıraktı . Evet, ben aylar sonra ilk defa Cimbom'lu futbolcuları bu kadar topa sert ve pres yapan anlayışla gördüm . Bu sertlik ve bilinç sadece bu maça yönelik midir , önümüzdeki haftalar gösterecek .Fakat bir gerçek var ki Hagi'nin felsefesinde rakibi rahatsız etmek , ısırmak , oyununu kabul ettirmek ve güçlü bir orta saha var.
Insua'yı kesip Hakan Balta'yı stopere kaydırmak akıllıcaydı . Sonuçta Balta her ne kadar son haftalarda formsuz olsa da ; geride oynayıp ta ligimizde çoğu forvet hattında oynayan futbolculardan daha iyi bir tekniğe sahip . Hagi beklerden ileriye topun daha özenli ve isabetli çıkmasını istedi büyük ihtimalle . Ayhan ve Elano'nun çizgiye yakın oynamaları Fenerbahçe kanatlarının vaktini ve emeğini çaldı , Dia ve Stoch'un daha teknik ayaklar karşısında topu görmesi diğer maçlara göre daha sınırlıydı. Çünkü karşısında en az 3 G.Saray'lı buldular . Cana hemen savunmanın önünde kesici pozisyonunda daha çok oynadı ve Alex ve Emre bu alanda diğer maçlara oranla daha fazla baskı yedi ve işler onlar için yolunda gitmedi . Elano'ya ayrı bir parantez açmalı . Maçtan sonra Rijkaard hakkında en ufak bir yorum yapmadı ve onunla hiç bir problemi olmadığını söyledi . Bunlar bence profesyonelce yapılmış klasik açıklamalar . Bir gerçek var ki bir oyuncuda ısrar edip ona güvendiğinizi hissettirirseniz farklı sonuçlar alabilirsiniz. Hagi Brezilya milli takımında oynayan bir adamın oynaması gerektiğini ve ona güvendiğini gerçek yerinde oynatarak gösterdi . Ondan daim olarak bundan sonra yararlanacaktır. Elano faktörü Caner'i geriye sürükledi ve bu yüzden hiç bir Fener atağında Caner'i Stoch'a yardım ederken göremedik . Neill çoğu zaman Niang ile Kırkpınar'a çıkmış gibiydi . Yakın temasla Senegalli'yi yıldırmaya çalıştı ve genelde başarılı oldu . Fakat Niang'ın ne kadar güçlü bir isim olduğunu Fenerbahçe'nin en önemli pozisyonunda anlaşılabiliyor. Neill'ın çift sarıdan atılmamış olması Cimbom'un şansı diyelim . Fenerbahçe savunmasında Yobo çağdaş savunma anlayışının en iyi temsilini sergiledi . Fenerbahçe'nin sezon sonunda kiralık futbolcuyu kesinlikle kadrosuna katacağını düşünüyorum .Onun yerine Bilica oynasaydı bugün daha farklı şeylerden bahsedebilirdik. G.Saray'ın en önemli hücum gücü Pino'yu dengeleyen tek adam oydu . Pino'nun pozisyonları daha çok Lugano'nun zaaflarından kaynaklandı . Baros'un yokluğunda maçın en çok konuşulan ismiydi şüphesiz . En büyük zaafı şutu nerde ne zaman ve hangi mesafede çekeceği konusunda bir zamanlama eksikliği olması .
Her G.Saray maçından sonra röportajlarda kaleci Volkan'ın çaktırmadan laf sokma küstahlığı ve 0-0 biten bir maçın ardından Sabri'nin gereksiz 3'lü çektirmesi bu adamlar ne zaman akıllanır dedirtiyor insana . G.Saray 10 sene sonra bu sahada eli boş dönmedi bu yüzden yüzlerde tebessümlerin oluşması doğaldı . Asıl dikkat edilmesi gereken şey puan matematiği .İki takımda zirveden uzaklaşıyor . G.Saray bundan sonra sezonu kurtarmak adına yeni bir sayfa açıp acilen bir seri yakalamalı ve Ocak'ta forvete ve orta sahaya takviye şart . Hagi ve Tugay ile G.Saray'lı futbolcular beynini kullanmayı tekrar hatırlamış . Arda da gelsin Misimovic'den verim almaya başlarız herhalde...

2 yorum:

Eren dedi ki...

Sorun daha çok Volkan'ı konuşmak için kamera önüne çağıran ve Sabri'nin oraya gidip aptalca hareketler yapmasına izin veren teknik heyette, ikisinin de ne mal olduğu yıllardır ortada. Ama uzun süredir saha içinde sert oyun olmasına rağmen bu kadar sakin bir derbi olmamıştı, en azından o konudan dolayı mutluyum.

murcasa dedi ki...

Hocanın gidişi adamlara bayram gibi geliyor bence. Sanki istedikleri bu gibi beni seç bak ben hp böyle oynarım dediler sanki.
Bilemiyorum belki de ben böyle düşünüyorum. Tabi ki zaman gösterir neyin doğru olup olmadığını ama o zamana kadar Galatasaray'daki kıpırdanmalar bunlarla sınırlı kalmamasını diliyorum.
http://murcasa.blogspot.com/2010/10/kadkoy-donusu.html