Kalesinde onun kadar inanılmaz derecede güven veren bir isim var mıydı diye sorsanız , muhtemelen vereceğim cevap kem küm olurdu galiba. 1.93’lük dev cüssesi ve onun için özel olarak hazırlanan XXXL formasıyla kafadan rakiplerini alkolik eden Danimarkalı kaleci Peter Schmeichel , gezegenimizin gördüğü en iyi kalecilerden birisiydi . Tek eliyle planjona çıkmışlığı bulunan Peter’in , hava toplarında rakipleriyle dalga geçercesine herkesin üzerinden topu tek eliyle yakaladığına birkaç kez şahit olmuşsunuzdur. Ben bu hareketi ilk defa onda görmüştüm.
1963 yılında dünyaya gelen Schmeichel'ın kökleri Polonya’ya dayanıyor . Babası Polonyalı olan Peter Boleslaw Schmeichel’ın Boleslaw ismi atalarından gelme. Küçükken de cüsseli olması nedeniyle kalecilik hadisesi ona cuk diye oturuyordu . 8 yaşında formasını giydiği High-Gladsaxe miniklerinde 2.5 sene mağlubiyet yüzü görmedi . Bu durum daha küçük yaşlardan itibaren Schmeichel’ı kahramanlığa alıştırdı . 18 yaşındayken 3.lig takımı Gladsaxe Hero ile hayatının ilk profesyonel maçına çıktı . Oynadığı bu kulüp ligdeki iç karartıcı performansıyla kötü günler yaşıyordu . Düşme potasında Stubbekobing maçı bir hayli önemliydi , çünkü maçı kazanan ligde kalıyordu . Schmeichel bu maçta belki de hayatının oyunu çıkardı ve maçı kazandırdı .
Maç sonunda hocası Svend Aage Hansen, Schmeichel’ı deliler gibi kucaklamıştı . Schmeichel’ın maç sonunda boynuna sarılanlardan birisi de Bente adında bir genç kızdır. Bu kız teknik direktör Hansen’in kızı olup aynı zamanda müstakbelde Scmeichel’ın eşi olacak bayandır .
1991 yılında Brondby formasıyla UEFA Kupasında yarı finale kadar yükselen Peter Schmeichel büyüleyici performansıyla göz kamaştırmasına rağmen , yarı finalde Roma’ya karşı Voeller’in attığı gole engel olamayıp elendi . O yıllarda Avrupa arenasında gösterdiği grafik Alex Ferguson’un dikkatini çekmiş ve Danimarkalı’nın istikametini adaya yöneltmişti . 530.000 pound’a Manchester United’a transfer olan Schmeichel için Ferguson “yüzyılın transferi” yorumunu yaptı . Ferguson’un bu kaleci hakkında bu kadar iddialı demeçler vermesine o zamanlar çoğu kişi anlam verememişti .
Cantona ile birlikte Schmeichel ada futbolunun gördüğü en iyi yabancılar payesini o zamanlar ele geçirmişti . Schmeichel her ne kadar saha içinde arkadaşlarına güven verse de , arkadaşları ondan acayip derecede çekiniyordu . Aşırı agresifti . Yenilgiyi ve gol yemeyi kabullenemeyen yapısından dolayı , oynadığı maçlarda statlar onun haykırışları ve bağırışları ile inliyordu . Savunmadan tutun forvete , hakemlere , rakiplerine ve taraftarlara dek herkes onun azarından, paylamasından nasibini aldı . Az gol yemesinin sebeplerinden birisi de defansta arkadaşlarına sürekli bağırıp onları maça konsantre etmesiydi . Takım elemanlarının ondan ödü kopuyordu .
1994 Ocak ayında Peter Scmeichel ile Alex Ferguson’un arasına kara kedi girdi . Liverpool ile oynanan bir lig maçında Man. United 3-0 önde olmasına rağmen maç 3-3 berabere bitmişti . Maç sonunda ikili öylesine şiddetli ağız dalaşına girmişti ki , Schmeichel’ın küfürlerini nerdeyse herkes duymuştu . Ferguson , Schmeichel’ı derhal takımdan kovdu . Birkaç gün sonra Schmeichel masum bir kedi edasında tesislere gelip özür diledi . Kindarlığı ile bilinen Ferguson bu kez babalık yapıp bu deli dolu adamı affetti .O da biliyordu ki , böyle bir kaleciyi kaybetmek çılgınlıktı .
İngiltere’de 5 lig şampiyonluğu yaşayan Schmeichel’ın en büyük başarılarından birisi de 99 yılında Nou Camp’ta Bayern Münih ile oynanan dramatik CL şampiyonluğuydu . Kariyeri boyunca 11 gol attı . Kalesinden fırlayıp kornerlere gitmesi futbol ritüellerinden birisi olmuştu. Savunma elemanları için bir de Schmeichel’ı tutmak ayrı bir meseleydi . Nitekim bu final maçında da ileriye çıkmasının faydasını gördü. Maç bitmek üzere iken Alman defansını hataya zorladı ve United’ın beraberlik golü gelmişti ve sonrası malum . Sert görünen mizacına rağmen , olaylardan çabuk etkilenen duygusal bir yapısı var Danimarkalının . 96 yılında Coventry ile oynanan maçta , Coventry City oyuncusu David Busst ‘ın ayağı ikili bir mücadelede feci bir şekilde kırılmıştı . Öyleki bacağını sadece bir deri parçası tutuyordu .Bu sahneye şahit olan Schmeichel gözlerini kapamış daha sonra kusmaya başlamıştı . Haftalarca süren psikolojik yardım aldığıda söyleniyor . Schmeichel'ın milli kariyerindeki zirve United'a transfer olmasından sonra ,92 yılındaki Avrupa Şampiyonluğu . İsveç'te düzenlenen turnuvada Danimarka sürpriz biçimde finale kadar çıkmış ve Almanya'yı finalde 2-0 yenmişti . Kalede elbette ki Peter vardı . Hollanda maçında Van Basten'in kullandığı penaltıyı harika bir şekilde kurtarmıştı . 129 kez milli formayı giyen Schmeichel'ın milli formayla attığı bir de golü var . 99 yılında inanılmaz geçen bir sezonun ardından Manu'dan ayrılan Schmeichel ,Portekiz takımı S.Lizbon ile anlaşıp orada da şampiyonluk olayına devam etti . 1 sene sonra Lizbon ilk iki sıraya giremedi . Yıllarca kariyeri 1.lik ve 2.lik arasında gelip geçen Peter için bu durum tersti. Adaya 2001 yılında A.Villa forması ile geri döndü . Ertesi sene ezeli rakip Manchester City ile anlaştı .City ve United ile oynanan iki maçta da kalesini çılgınca savunan Schmeichel eski takımına galibiyet şansı tanımadı . Eski takımı, City'de forma giymesine rağmen ona oldukça saygı duyuyordu .Oğlu da (Kasper) kaleci olan Schmeichel belki rastlamışsınızdır , Discovery Channel'da Dirty Jobs isimli programın sunuculuğunu yapmakta. Bundan önce ülkesinde ve adada yorumculuk yapıp hatırı sayılır paralar kazandı . 2001 yılında İngiltere MBE (Member of British Empire) şerefini verdi . Çoğu Türk taraftarı için bu adam Ümit Haktan'ın meşhur sözünü akıllara getirir. Arif'in Manchester'da oynanan maçta uzaktan attığı golde Ümit Aktan Şımaykıllar değil bütün Maykıllar gelse o topu oradan alamazdı diyerek bizleri 4 köşe etse de , ve Fenerbahçeli Boliç yenilmeyen Manchester'ı yendirirken kalede yine bu Danimarkalı olsa da , Schmeichel her zaman büyük kalecidir . Vücudunu bu kadar iyi kullanıp kaleyi kapatan ve açıları daraltan bir adamı uzun zamandır daha göremedim . Özlediğim adamlardandır vesselam ...
3 yorum:
gerçekten güzel bir yazı olmuş.eline sağlık.Koyu bir Liverpool taraftarı olmam dolayısıyla manu da oynayan hiçbir oyuncuyu sevmem hatta nefret ederim ama Schmeichel farklıdır.Bizde de Grobbelar vardı aynı onun gibi çılgındı. Kendisine saygımız sonsuzdur.Keşke Liverpool'da oynasaydı...
yazı hiç bitmesin istedim, mükemmel bir yazı olmuş tam arşivlik, ellerine sağlık,
ali ece'nin henrik larsson yazısından sonra ilk defa bu kadar güzel bir oto biyogrofi okudum. çok teşekkürler.
güzel araştırma olmuş
Yorum Gönder