30 Nisan 2009 Perşembe

1000. Postum (Bindik bir alamete..)

2007'nin son günlerinde okulda ders arasında masada yığılan gazetelere göz gezdirirken Mehmet Demirkol'un yazısına da şöyle bir göz atmıştım . Yazısında Aceto'nun blogundan bahsetmiş ve yere göğe sığdıramamıştı . Nedir bu Aceto yahu derken, hemen yanı başımdaki bilgisayara oturup şu bloga biraz göz gezdireyim bari diye düşündüm . Bu göz gezdirme işi hayranlık dolu bakışlarla bir yarım saat kadar sürdü . O zamanlar bu blog denilen olayın B'sinden çakmazdım , fakat işte o anda benim kafada bir şeyler çaktı . Ufaktan blogger'ı kurcalarken , deneme amaçlı dandikte bir haber yazmıştım . Hatta bu haberi hatıra olsun diye hiç te silmedim . Bir şeyler yazmaya ve blog dünyasının kendine has dünyasını ve jargonunu keşfetmeye başladım . Yazmaya devam ettim ve yazdıkça bu işten keyif almaya başladığımı farkettim . Aklıma ilk gelen isim de , madem ben futbol manyağıyım burda da bol bol futbol olsun diye düşünmüştüm . İlk olarak Ultrasmovement'ın blogroll'un da yer buldum . Ondan sonra o kadar hızlı gelişti ki , İngilizce bilmenin avantajını da kullanarak yavaş yavaş rating'i de arttırmaya başladım . Yazmak o kadar keyifliydi ki , hatta gaza gelip Four Four Two dergisine laf olsun diye bir de yazı gönderdim . O yazdığım yazı ayın mektubu oldu ve Adidas'tan beleş çanta kazandım . Bu işler gerçekten hoşuma gitmeye başlamıştı . Bu arada bir çok blogda blogumun geçtiğini görmeye başladım . İş artık yavaş yavaş çığrından çıkıyordu . Öyle ki NTV Spor'dan e-mail almam ve blogda kullandığım resimlerin ara sıra NTV Spor ekranlarında M.Demirkol ve Fuat Akdağ'ın programında gösterilmesi ufaktan beni onore etmedi desem yalan söylerim . Hatta blogumda yaptığım bazı ilginç haberlerin bazı haber sitelerinde ismime dayanarak verilmesi gerçekten beni çok şaşırtmıştı . Amatör, kendi çapımda yaptığım bir işin bu seviyeye gelmesi ve yüzünü bile görmediğim insanların yorumlarını paylaşmak, hatta onlardan eleştiriler almak hoş bir şey . Gönderdiğim post dört haneye ulaşınca blog hakkında iki kelam etme gereği düşündüm . Bu kadar çok yazı yazacağım ve resim gönderceğim inanın aklımın kıyısından köşesinden geçmezdi . Bizimkisi keyifli bir hobi işte, maksat gerçekten muhabbet olsun . Gittiği yere kadar gideceğiz elbet .. Yani sizin anlayacağınız 1000'dik bir alamete ....

Sedat Balkanlı

93 yılıydı , çok iyi hatırlarım , Bursa Atatürk Stadında Bursaspor ile G.Saray güneşli bir öğle vaktinde karşılaşıyordu . Maçları sanırım Star1 veriyordu o zamanlar , ve evde maç keyfi yaşıyorduk resmen . Bursaspor maça o kadar iyi konsantre olmuştu ki Falco'lu Stumpf'lu Cimbom adam gibi bir atak geliştiremiyordu . Bursaspor golü de bulmuş her şey onlar için tıkırında gidiyordu . Bursaspor'un savunmasında SEDAT adındaki zıpkın gibi bir delikanlı her kafa topunu almış resmen H.Şükür'e sahayı dar etmişti . Sonrasında Falco ile G.Saray ikinci yarıda zar zor beraberliği yakaladı . Maç ortada giderken Bursa ceza sahasında bir ikili mücadele hakem Cimbom lehine penaltıyı vermiş , Bursaspor'lu maçın adamlarından Sedat sahada isyanları oynamıştı . Falco Götz penaltıyı kullanmış ve ilerleyen dakikalarda Arif Erdem'in golüyle ile G.Saray kötü oynadığı bir oyunun sonunda maçtan 3-1 galip ayrılmıştı . Maçtan sonra Sedat adındaki uzun saçlı o yiğit futbolcunun verdiği röportajı hiç unutamıyorum . Aynen "Çocuklarımın ölüsünü göreyim top elime gelmedi, penaltıyla uzakktan yakından ilgisi yoktu"dedi . Etkilenmiştim resmen bu adamdan . Onu G.Saray'da görmeyi de çok isterdim .Belki de bu maçtan sonra G.Saray yönetimi onu İstanbul'a getirtmiş ve onun için rüya gibi İstanbul yılları başlamıştı . Hakan ile beraber her kafa topu ondan soruluyordu resmen . Sonrasında Fener yılları ve o malum talihsiz hastalığı bu müthiş kıvrak adamı ne hale getirmişti . Hep eşine helal olsun demiştim , ne sabırlı ne muhteşem bir kadınmış diye . O tuhaf amansız hastalığında bile banamı öyle geliyor bilmiyorum, yüzünde hep bir tebessüm vardı . Ölüm onun için umarım güzel bir son olmuştur . Allah gani gani rahmet eylesin, inşallah cennette hava toplarına çıkarsın Sedat ....

29 Nisan 2009 Çarşamba

CL 08-09 Yarı Final Maçları :28/29.04.2009

BARCELONA 0 - 0 CHELSEA

Şu skora üzülmedim desem yalan olur. İngiliz takımları artık turnuva olayının şifresini çözmüş durumdalar . Alınması gerekeni , yapılması gerekeni fazlasıyla iyi biliyor . Bosingwa, Essien ve Malouda öylesine çöktü ki Messi'nin üzerine , Barça oyunun hakimi gibi görünse de her şey Hiddink'in istediği gibi gidiyordu . Londra'da acaip güzel bir maç bekliyorum .Ama işler Barça için zor olacak gibi . Doğrusunu söylemek gerekirse bir başka United - Chelsea finali daha izlemek istemezdim....
M.UNITED 1 - 0 ARSENAL
Gol :Dk.17 O'Shea
Nedense çift aşamalı maçlarda yenilen bir takım için en pis skor 1-0 gibidir diye düşünürüm . Ferguson için galibiyet olsun da taştan olsun desturunu verebiliriz. Tabi bunu yaparken taşı sıkıp , suyunu çıkaran gayretleriyle sahada her metrekareyi parselleyip rakibin üzerine kabus gibi çöken bir United'dan bahsediyorum . Emirates'de rövanş zor olacak fakat , galiba bu düelloda Manchester rakibine göre daha hızlı ve isabetli silah çeken taraf . Roma yolu göründü gibi ...

27 Nisan 2009 Pazartesi

Çüşşş !

Jürgen Klinsmann uçtu !

Geçmişte, bir gol atılırsa nasıl sevinilirmiş dersi verirdi Klinsi . Çocukluğumun kahramanlarındandı resmen . Futbolculuğundaki parlak günler ve o muhteşem oyunu teknik adamlığına yansımadı yeterince . Wolfsburg'dan 5 , Barça'dan 4 yiyince , tekmeyi basarlar demiştim , fakat sezon bitmeden bu işin olacağını tahmin etmemiştim . Üzülüyorum ben böyle bayrak adamların hocalıkta mahvoluşlarına . Aynı sonu B.Korkmaz'da da umuyorum galiba ...

26 Nisan 2009 Pazar

Turkcell Super Lig 08-09 : 29. Hafta

Ne olur bitsin artık !

"Matematiksel olarak şansımız hala devam ediyor" . Şu aralar duymaktan bıktığım , beni hasta eden bir laf . Sanırım matematik bile isyan etmiştir bu zavallı avunmalara , tesellilere . Seyircisiz maç zaten ekran başında adamı kasıyor , futbolcuların gevrek gevrek bağırmaları kulakları tırpanlıyor . Bunun üstüne bir de G.Saray'ın yaratıcılık ve inançtan uzak oyunu eklenince , eziyet yanınıza kar kalıyor . Bu takım ne zaman duran toptan gol yememeyi öğrenecek, ne zaman yersiz zamansız tuhaf değişikliklere gitmeyecek merak ediyorum . Şu saatten sonra tek rakibimiz Trabzonspor'dur, hayırlı olsun . Bari dünya gözüyle Anadolu'dan bir şampiyon görelim de , ucube geçen bir sezonun sonunda ufacıkta olsa bir tebessüm oluşsun suratlarımızda ...

25 Nisan 2009 Cumartesi

Cassano & Mourinho

Gerçek Taraftar !

Dibi görmek !

Geçen sene Sevilla'da ki maçtan sonra mutluluk gözyaşları döken Volkan, acaba aynı hissiyatı aynı hırsın bir gramını bu sene yaşadı mı acaba ? Fenerbahçe hakkında yorum yapmak pek huyum değildir fakat geçen sezon resmen çağ atlayan Fener'in biri hoca biri de futbolcu iki şaşkın İspanyol'un elinde sefilleri oynaması bir Cimbomlu olarak beni sevindirse de , bir Türk olarak (kesinlikle samimiyim) üzmedi desem yalan olur . Sonuçta milyon Euro'ların çarçur edilmesi biz Türkleri kıyısından köşesinden vurmuyor mu ? Bir takım bir senede bu kadar mı şekil değiştirir . Sivas'ın şampiyon olmasını harbiden isterim , ama Cimbomsuz Fenersiz bir lig ne biliyim pek bir yavan yahu . İkisi de bunları haketti ama di mi?

Sivasspor Şampiyon olur mu ?

Sivasspor ligde oynadığı 29 maçın sadece 5'inde ilk golü atan takım olamamış . Bu 5 maçta da 2 mağlubiyet (Ankaraspor-Antalyaspor), 2 beraberlik (Eskişehirspor-Bursaspor) ve 1 galibiyet (F.Bahçe) almış. İlk golü atmasına rağmen yenildiği tek maç ikinci yarıdaki F.Bahçe maçı (2-4). Genel anlamıyla eğer Sivasspor ilk golü buluyorsa , ondan sonra maçı çevirmek pek zor . Canını dişine takarak takım halinde defans yapıp , hep beraber hücuma kalkma olayını tartışmasız ligde en iyi uygulayan takım Yiğidolar . Özellikle savunmada Bilica önderliğinde mevcut olan bir et duvarı var . Şu anda ligin en az gol yiyen takım olmalarında savunma kadar Petkovic'in kusursuz performansı da var . Mehmet Yıldız gol atamasa dahi en azından bir asistle maçı kapatıyor . Sezer Badur çalışkanlığı ile bence bu sene ligimizin en faydalı , en pratik ve seri oyuncusu . Trabzonspor bugün adam akıllı Sivas'ın 18 ine bile giremedi , uzaktan cılız şutlarla şansını denedi . Bunda Sivasspor'un sahaya yayılış biçimi ve sert pres anlayışının etkisi olduğu şüphesiz . Her şey ama her şey onlar için çok iyi gidiyor . Büyükler zaten dandik bir performans sergilemekte. Eğer bu sene şampiyon olamazlarsa , bir daha hiç olamazlar ....

23 Nisan 2009 Perşembe

Evrim !

Keane yeniden ..!

Ipswich Town'un yeni hocası Roy Keane oldu . Nedense hep Ferguson'dan sonra M.United'ın başına kesin bu adam geçer diye düşünmüşümdür . ( Kimbilir ; hala umudum var .)Sunderland'de yaşadığı menejerlik deneyimi ufak çaplı da olsa ona iyi bir tecrübe getirdi . Teknik adamlıkta göze hoş gelen bir karnesi olmasa da bu adam tam bir hırs küpü . Sahada top koştururken kesinlikle bir caniydi ama yine de savaşçı kimliği her zaman ön planda oldu ve çok sevildi . Sunderland'de saç sakal birbirine girmişti, şimdi hayatına yeni bir sayfa açmış gibi duruyor ...

600 !

Yukarıdaki başlık dün oynanan Portshmouth maçında emektar Paul Scholes'un bugüne kadar üzerine kaç kez United formasını giydiğini gösteren rakam . 600 ! Dile kolay tam 600 kez Ferguson bu adama her daim güvendi . Fakat bu rakamın sahada ne tantanası oldu , ne de gösterişi . Scholes her zamanki gibi mütevazi birşekilde oyunu oynadı , paslarını dağıttı ve soyunma odasının yolunu tuttu. Ortalama bir İngiliz'e göre harika tekniğe sahip olan ve tam bir görev adamı olduğunu bir çok kez kanıtlayan sayısız maça imza attı Scholes . Ferguson ondan hiç bir zaman vazgeçmedi ve her fırsatta Scholes'u öve öve bitiremedi . Ne bir şımarıklık ne de şapşallık bu adamda olmadı . Alçak gönüllülüğün United'da ki en büyük temsilcisi Scholes'u izlemek hala büyük bir zevk ....

22 Nisan 2009 Çarşamba

Futbol balesi ...

Edepsiz !

Bu Pepe denen zat Getafe maçına ya bol promilli çıkmış ya da insanlarla hayvanları birbirinden ayıran belli başlı özellikleri evde unutmuş olmalı . Envai blogda ve spor sitesinde bir çok yorum yapıldı , fazla üzerinde durmayacaktım fakat aklı başında normal bir insan harbiden şu olup biteni hazmedemez , içine sindiremez yahu . Casillas bile katil kılıklı Portekiz'liyi olay mahallinden uzaklaştırırken kesin bu adamı defterden silmiştir. Affetmek büyüklüktendir , ama yaradan bizden daha büyük o affetsin bu adamı. Büyük konuşmamak lazım fakat bu adamın futbol hayatı ilerleyen yıllarda yokuşta freni patlamış kamyon gibi hızla aşağıların aşağısına inecektir gibime geliyor . Edep yahu ....!

4'leme

1
2
3
4
Dörrttttttt ........

Le coq sportif

20 Nisan 2009 Pazartesi

NIKE "Asla Pes Etme"

Şu aralar halı saha maçları öylesine yoğun ki , haftada 2 yada 3 maç yapıyorum . Eve gelince Lig TV ya da NTV Spor açık . Blog desen cabası .Yani sizin anlayacağınız şu sıralar futbolun içine batmış durumdayım . Hanım futbol sevgim yüzünden bir gün kafaya merdaneyi patlatacak ya hadi hayırlısı . Bu arada meşhur spor malzemeleri tedarikçisi Nike yeni bir halı saha turnuvası düzenlemiş . TV'de reklamları farketmişsinizdir . Eğer yaşadığım şehirde böyle bir fırsat olsaydı, kesin arkadaşlarla bu turnuvaya damlardık . Biz müsait değiliz, bari millet faydalansın. Eğer yukardaki banner'a tıklarsanız ayrıntılı açıklamalar mevcut. Hadi bakayım amansız olmanın tam sırası . Yemişim millileri , asıl muhabbet burada ....

Wembley'in çimleri

FA Cup yarı final maçlarında tabir yerindeyse avuçlarını yalayan Arsenal ve M.United'ın patronları Ferguson ve Wenger , ağız birliği etmişçesine sahanın çimlerinin futbol oynamaya müsait olmadığını ve futbolcuların her an bu sahada bir tarafını sakatlayabileceğini belirtmiş. İki teknik adamın hezimet sonrası hezeyanları mıdır bilinmez, fakat FA (Football Association) yetkilileri de sahanın problemli olduğunu itiraf etmiş . Wembley Stadının yeni hali tam 750 milyon pound'a malolmuş ve 2 sene içinde 5 kez çimler yenilenmiş ve hala tam anlamıyla stadın çimlerinin istenilen seviyede olmadığı belirtiliyor . Oysa bildiğim kadarıyla İngilizler çim konusunda tam bir uzman . Sırf Wimbledon Tenis Turnuvası kortlarının çimleri için belgeseller bile yapmış millettir bu adamlar . Saha bakımı için ayrılmış özel iş alanları var . Tadına doyamadığımız o güzelim stadların muhteşem zeminleri genelde adada kümelenmiş durumda. İngiltere'nin en gözde stadlarından birisi olan Wembley'in milli maçlar ve özel kupa finalleri dışında maç trafiğine kapalı olduğu da biliniyor . Buna rağmen çim sorunun böyle bir stadda hala tartışılıyor olması oldukça ilginç . Hele bizim bu taraflara kışın uğrasalar o zaman ne yapardı bu Britanyalılar, merak ediyorum ....

Bir zamanlar...

İğne atsan ...

Fotoğraf Brezilya'lı Corinthians takımının taraftarlarından . Hani iğne atsan yere düşmez derler ya , iğne elden ele dolaşır gene düşmez bu kalabalıkta ...

Volkan Şen

Büyükler kıçı yere yakın olandan korkacaksın derler . Bu adamdan da sırf bu yüzden korkulur yani. Son bir kaç aydır özellikle Volkan Şen bücür boyuna rağmen oynadığı futbolla acaip ilgimi çekiyor . Rahat adam geçmesi , pasları ve oyunu okumasıyla geleceğin yıldızı olur izlenimi verdi bana . Volkan bu formunu sürdürürse , Bursaspor onu elinde zor tutacak büyük ihtimalle ...

08-09 Hollanda Şampiyonu : AZ Alkmaar

Dersler, özel kurslar ve halı saha trafiği derken blog biraz bu aralar yetim kaldı . Hafta sonu AZ Alkmaar'ın şampiyonluğundan bahsetmesem ayıp olurdu . PSV ve Ajax'tan sonra (Feyenord'da bu ikilinin arasına nadiren girdi .) farklı bir takımın şampiyonluğunu görmek çok hoş bir olay . PSV Ajax'ı paralarken Alkmaar taraftarları zevkten dört köşe bir halde ligine bitimine haftalar kala bu eşsiz duygunun tadını çıkardılar . Şüphesiz rakiplerinin bu sene rezil form grafiği bu şampiyonluğa etken olsa da , Van Gaal faktörüyle hoş bir şampiyonluk tattı kırmızı beyazlılar . Darısı bizim topraklardaki kırmızı-beyazlıların başına ...

Turkcell Super Lig 08-09 : 28 .Hafta

19 Nisan 2009 Pazar

Lucescu gelir mi ?

Adam 63 yaşına geldi , Shaktar'ı 3 kez şampiyon yaptı . Takımını UEFA Kupası'nda yarı final oynatıyor ve belki de finalde Donetsk'i görebiliriz. Bizim Türkiye'de takımlar iki kıçı kırık skor alsa , Romen 'in kulaklarını hemen çınlatıveriyoruz . Yok kardeşim yok işte , adam Türkiye'ye gelmeyecek . Shaktar kendisini böylesine ihya eden bir adamı bırakır mı , bırakmaz tabi ki . 2 yıl daha sözleşme imzalamışlar . Artık takımın başına Lucescu getirilecek , Lucescu ile temasa geçildi haberlerini 2 seneliğine askıya alsak iyi olacak...

17 Nisan 2009 Cuma

Auro & Becks (Video)

Hele Cech'il biraz !

Mourinho Chelsea'den şutlandıktan sonra kaleci Petr Cech'in muhteşem performansı son yıllarda gerçekten de sekteye uğramış gibi . Özellikle son iki maçta kalesinde gördüğü 7 gol Çek kalecinin büyüsünü söndürmekle kalmadı , İngiliz medyasının da homurdanmaları su yüzüne çıktı . Yabancı forumlardan takip edebildiğim kadarıyla Cech'in aslında o kadar da iyi kaleci bir olmadığı , önünde oynayan defans bloğu sayesinde geçtiğimiz yıllarda az gol yediği tartışılıyor . Kanımca Cech için en büyük dönüm noktası 2006 Eylül'ünde Reading'li Stephen Hunt'ın ayağından kafasında patlayan o tekme oldu . Uzun bir süre kaleden uzak kalan Cech'in daha sonrasında koruyucu başlığıyla özdeşlemesi malum . O zımbırtıyla nasıl oynayabiliyor , hiç rahatsız etmez mi , aklım almıyor . EURO 2008'de Nihat'a hediye ettiği top ve şu aralar ligde yediği hatalı goller prestijini zedelese de , kimse onun iyi bir kaleci olduğunu inkar edemez. Fakat şu sıralar kendisini de toparlaması gerekiyor galiba . İngiliz medyasında Tottenham kalecisi Gomes'in ufak ufak Chelsea kalesi için adı anılmaya başlandı bile . Futbol bu işte , daim olarak zirvede kalmak hiçte kolay değil.

Çocuk nasıl sevilirmiş ?

15 Nisan 2009 Çarşamba

CL 08-09 Çeyrek Final Maçları : 15.04.2009

Porto 0 - 1 M.United
Gol : Dk. 7 Cristiano Ronaldo
Sürpriz bir sonuç olmadığı konusunda siz de hemfikirsinizdir. Porto'nun Old Trafford'daki aldığı beraberlik United'ın aksine bugün Porto'yu strese sokmuş gibiydi . Eski Sporting'li C.Ronaldo'nun ülkesinde Porto'ya attığı gol onun için çok anlamlı olsa gerek . Finalde en azından bir İngiliz'in olması da kesinleşti . CL Finalleri İngilizlerin rutini oldu, alıştık artık . Manchester - Arsenal eşleşmesi Ferguson ve Wenger'in düellosuna dönüşecek . M.United - Barcelona finali hoş olurdu ama United'ı sürekli zirvede görmek beni sıkmaya başladı hafiften ....
Arsenal 3 - 0 Villareal
Goller : Dk.10 Walcott , Dk.60 Adebayor , Dk.70 Van Perse (p)
Daha öncede söylemiştim, Arsenal'in atacak tek kurşunu CL . Villareal turu zaten İspanya'da teslim etmişti . Fabregas ve Adebayor takımı eskisi gibi sırtlamaya devam ediyor . Van Persie'de onlara katılınca takır takır pozisyon buluyorlar . Wenger ve futbolcular özellikle CL'ye kilitlenmiş durumdalar . Manchester maçları çok çetin geçecek . Ama eminim ki , Arsenal finalde Barça ile karşılaşıp hem makus final talihini , hem de Barcelona olan hesabı kesmek isteyecektir . Tabi ikisi de finale kalabilirlerse . Aynı zamanda finalde United ile geçen seneki finalin hesabını görmek isteyen bir Chelsea var ayrıca ...

Engelleri aşmak !

Öncesi - Sonrası : Eusébio

CL 08-09 Çeyrek Final Maçları :14.04.2009

Chelsea 4 - 4 Liverpool
Goller : Dk.51 Drogba , Dk.57 Alex, Dk.76-89 Lampard / Dk.19 Aurelio , Dk.28 Xabi Alonso(p), Dk.81 Lucas , Dk.82 Kuyt
Eğer heyecanı ölçen termometreye benzer bir aygıt olsaydı , muhtemelen heyecanımız bu aygıtta maksimumu zorlayabilrdi . Uzun zamandır kalbimin güm güm attığı böylesine bir maç izlememiştim . İki takımda sahada geldi gitti , bizlerde heyecandan geldik gittik . Liverpool 4.yü attıktan sonra ,bir 5.ci de atsın istedim ki tarihe şahit olabilelim. Ama sahada enterasan işler , acaip goller ve acaip bir skor olunca farklı bir tarihe şahit olduk haliyle. İlk maçın skoru dün gece çok farklı şeylerin olacağının habercisiydi . Gerrard'sız Liverpool'un ilk yarıda Chelsea'yi titretip , ikinci yarıda 4 golü birden kalesinde görmesi futbolda herşeyin her an olabileceğinin en canlı deliliydi . Guus Hiddink'in sihri Barça karşısında da iş yapar mı , çok merak ediyorum . Bence bizleri bir fantastik maç daha bekliyor .
Bayern Münih 1 - 1 Barcelona
Goller : Dk.47 Ribery / Dk. 73 Keita
Bayern ilk maçta dört golü kalesinde görünce, en azından Barça karşısında Allianz Arena'da onur mücadelesi yapabilirdi . Fakat Katalanlar karşında yapabildiği en iyi şey beraberlik oldu . Ribery galiba hayalinin takımı buldu ,hafta içinde İspanya'da oynamak istediğine dair mesajlar göndermişti . Messi ile Ribery'i nasıl bir kurguda yanyana oynatabilirler acaba ?