29 Temmuz 2009 Çarşamba

Fanatik

Dokuz - Nine - Neun - Neuf - Nove - Nueve

Dersimiz Avrupa !

Futbolla pek alakası olmayan benim hanım bile, maçın skorunu ilk golü yedikten sonra doğru tahmin etmişti . Ne taktik , ne teknik ... Tılsımını kaybetmiş , organizasyonun o'sunu bile görmediğimiz bir Sivas'ı yerden yere vurmak veya ucuz tesellilerle şişirmek bir şeyler kazandırmıyor elbet . Vizyon , misyon kelimeleri ağzından düşmeyen asker Bülent bu skordan bir şeyler öğrensin yeterli ...

28 Temmuz 2009 Salı

Yetim sarı kırmızı !

G.Saray, 100.yılından itibaren keskin kırmızısını ve tatlı sarı rengini bırakıp, vişne çürüğüne çalan acaip bordo ve turuncusu ile artık sarı-kırmızı olmayan bir takım gerçekte. Takımın gerçek renkleri buymuş diyebilirsiniz . Bizimkilerin aklı daha önceleri nerdeydi peki o zaman . Yüzüncü yılda mı öze dönmek akıllarına gelmiş. Uefa'yı , Süper Kupa'yı bu renkler mi kaldırmış . 2005'ten beri acaip sarı kırmızısıyla zaten çoğu taraftarı hayalkırıklığına uğratmışken , gelecekte bu da ne biçim forma, bizim takım bunları nasıl giymiş diyecek bir nesil ile karşılaşacağız muhtemelen . Adidas bu sene son derece özensiz , sıradan ve hiç bir özelliği olmayan basit forma dizaynıyla sınıfta kaldı benim için . Hazırlık maçlarında bile görmek istemediğim bu mor formanın yerini gelecek senelerde yavru ağzı , bej , şampanya , haki vs. mi alacak merak ediyorum . Sırf bu forma satılsın diye, ligin ilk yarısında Sami Yen'de veya deplasmanda hiç farketmez , çoğunluk ekran karşısında kahrımızdan öleceğiz herhalde . Türk Telekom zaten evlere şenlik, daha önceden bahsetmiştik . Artık takımın deplasman forması parçalı forma oldu galiba . Bu sene formalarda çuvalladık , futbolda çuvallamayız umarım ...

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Rooney & Berbatov

-Bana bak Bulgar ! Ayağını denk al , bu takımın tek golcüsü benim tamam mı ?

Nerde bu Falko Götz ?

G.Saray'a Stumpf ile beraber transfer edildiğinde , okuldaki Fenerli arkadaşlarım onun ismiyle epey kafa bulur , tam da size layık bir futbolcu diye iyi makara sararlardı . İtiraf edeyim o zamanlar ismi benim de komiğime giderdi . İlerleyen haftalarda en sevdiğim adamlardan birisi oldu . Götz yerine Falko ismini kullanmayı, TRT spikerleri gibi ben de tercih ettim :) Yıllar sonra onu Hertha'nın başında gördük , fena olmayan işlerde yapıyordu . Bir ara adı G.Saray için geçti , hatta transferin eşiğinden dönüldüğü söyleniyor . Şu aralar ortalıkta görünmeyen Falko , Almanya 3. Lig takımlarından Holstein Kiel'i çalıştırmakta. Geçen sene Kiel'i şampiyon yapıp 3.Lige çıkaran Falko'nun amacı yeni bir Hoffenheim mucizesi yaratmak . Bunun ilk safhasını takımını 3.Lige çıkarmakla becermiş görünüyor. Bütün Kiel camiası patron Falko'ya bunu gerçekleştireceği konusunda son derece güveniyorlar .Kimbilir belki bir kaç sene sonra Kiel ve Falco Götz birlikteliğini çok sık duyabiliriz...

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Hayat nedir ki ?

Luca Toni nasıl alınır ?

Sinsi bir hacker bir kaç tıkla resmi siteden bildirivermiş transferi . Pek te yakışmış sarı Toni'ye ...

Vieri ve göbeği !

Zamanında topu ayağına aldığında , savunma oyuncuları ve kaleciler endişeden kanser oluyordu . Onu şu göbekle gördükten sonra futbolseverler artık kemoterapi seanslarına başlayabilir . Hey gidi hey ....

Bu takas en çok kime yarar ?

Bu takas işinden kim karlı çıkar sorusu çoğu futbolseverin kafasında öyle ya da böyle yer etmiştir. Direk konuya dalacağım , görünüş ve yapı itibariyle bu takastan karlı çıkan takım Inter olsa gerek . Ibrahimovic sahip olduğu iri bedenine rağmen topla akıl almaz işler yapan ve tuhaf gollerin sahibi olmuş bir adam . Tekniği ve vücudunu maksimum kullanarak Serie A gol krallığını kaptı . Inter'in rahat geçen sezonunda yapılması gerekeni yaptı . Oynadığı 35 maçta attığı 25 gol , İtalya gibi katı defansların cirit attığı bir lig için hayli iyi bir rakam. Buna rağmen İspanya'da bu rakamı kolaylıkla geçeceğini düşünenlerden değilim açıkçası . Eto'o 'nun Barcelona'da attığı gollerin çoğunluğuna bakacak olursanız , Eto'o'nun elastiki yapısı ve Xavi,Iniesta ve Messi ile girdiği organizasyonları en üst düzeyde kullanabilmesini rahatlıkla göreceksiniz . Eto'o 'nun attığı goller ile Zlatan'ınkiler arasında da keskin bir fark söz konusu. Eto'o dar alanlarda rahatlıkla daha kıvrak çalımlar atabilen , topu daha çabuk kaleye gönderen bir oyuncu . Ayrıca golü hissedebilme ve golü koklama açısından Zlatan'a göre daha kabiliyetli. Zlatan Serie A 'da attığı gollerin önemli bir kısmını karambollerden, uzaktan ve akla ziyan vuruşlarıyla buldu . Katı İtalyan defanslarında devasa vücudunu çok iyi kullandı . Inter'de tabir yerindeyse her şey ona göre işliyordu ve takımın en büyük çarkı oydu.Fakat Barcelona'da Henry ve bir çok forvetten daha çok gol atan Messi ile beraber oynayacak olması ilk başlarda bir sorun yaratabilir . Böylesine kaliteli ayaklarla gol atmak daha basit olur diyenlerde çoğunluktadır. Fakat bu sefer Ibrahimovic odaklı bir Barcelona oyunundan bahsedebileceğimizi zannetmiyorum. Kamerunlu, iddia ediyorum yine peynir ekmek gibi gol atmaya Çizme'de de devam eder . Mourinho onu çılgınlar gibi kullanır. Barça'dan gönlü kırık ayrılan Eto'o eski takımına nazire yaparcasına kendini daha çok kanıtlamak isteyecektir. Hangisini izlemek daha keyifli derseniz Zlatan derim . Ama Zlatan'ı o dev cüssesine rağmen topla dalga geçerken izlemek , Eto'o'nun çerçeveyi daha çok bulduğu gerçeğini değiştirmiyor ...

21 Temmuz 2009 Salı

Diving

Lucio Inter kampında !

Lucio Brezilya futbolunun ve defansının bayrak adamlarından birisi kuşkusuz. Inter'in Amerika kampına katıldı , Bayern'den sonra İtalya'da kendisini daha da geliştireceğinden ve kariyerine daha da bir şeyler katacağına emin olduğum bir isim . Mourinho, Lucio ile beraber defans hattını tam bir duvara çevirmiş gibi . Alınabilecek en iyi savunma adamlarından birisi olduğunu düşünüyorum. Bu arada Inter'in Amerika kampı oldukça neşeli geçiyormuş , kampın konuklarından birisi de Magic Johnson . İbrahimovic mi , Johnson mu daha sihirli siz karar verin ...

El Jardinero

Julio Cruz Inter'in sözleşme imzalamayıp serbest bıraktığı adamlardan . Şu anda boşta, elbet bir takım bulur kendine. Napoli ve Lazio ilgileniyormuş .Yaş 34 olmuş , kemale ermiş. Hep Türkiye'de bir gün oynamasını istediğim adamlardan birisiydi . Feyenoord'da oynarken çok istemiştim özellikle . Yıllar ne çabuk geçiyor yahu...

En güzel golüm sensin !

Fernando Torres & küçük Nora

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Forma reklamı

G.Saray'ın yeni forma reklamı Türk Telekom'u formaya iliştirebilmek için kırmızı fon üzerine beyaz harflerle nasıl itici bir şekil yarattığını belki de farketmişsinizdir. Türk Telekom'un simgesini herkes biliyor. Lacivert ve mavi tonların hakim olduğu klasik bir logo. Sırf ezeli rakibinin renklerini çağrıştırmasın diye Telekom logosundan vazgeçilip , harf kalabalığının tercih edildiği forma pek te göze hoş gelmiyor . Şu forma reklamlarını formayla bütünleştirmek konusunda takımlarımızın bir problemi olduğu malum . Aslında her türlü formaya cuk diye oturacak reklam VW gibi sanki . Volkswagen logosu Wolfsburg formalarıyla o kadar tatlı oturmuş ki , neden Türk kulüpleri simge yerine harflerin cirit attığı sadelikten uzak reklam dizaynlarını benimser anlamıyorum . Daha hala oturtamadık şu forma olayını ...

Oldu mu?

Kaptanlar !

B & F

B ile F harflerinin yerini değiştirirseniz LA Galaxy taraftarlarının Beckham hakkında ne düşündüğünü anlayacaksınız. Milan'da oynarken Amerika'ya dönmek istemediğini defalarca söyleyen Beckham'a karşı , LA taraftarlarının tepkisi de kaçınılmaz olmuş haliyle. Tam da Milan Teknik Direktörü Leonardo, David Beckham'ın Milan'a dönmesi için yeşil ışık yakmışken Beckham'ın burada durması tuhaf kaçardı . Milan da bir şeyler yapsın artık kurtarsın zavallı İngiliz'i bu kıtadan ...:)

Ancelotti ne yapsın bu Sheva'yı ?

Shevchenko Chelsea'ye gitmeden önce Milan'da oynarken , Ancelotti'nin can simidi ve gözdesiydi . O adaya gitti Milan'ın sihri kaçtı. Tabi aynı şekilde Sheva'nın da. Tekrar Milan'a kiralık olarak geldi fakat işler daha da kötüye gitti Ukraynalı için. Chelsea dönemi Sheva'ya gol atmayı unutturmuştu belki de. Ancelotti Chelsea ile anlaşınca , Shevchenko ile yolları tekrar kesişti .Yalnız bu kez Ancelotti için Shevchenko sıradan bir futbolcu kıvamında ve eskisi gibi olmazsa olmazlardan değil. Chelsea onu elinden çıkarmayı düşünüyor fakat ne alan var ne de soran . Elde patlayan birisi artık. Ne oldum değil ne olacağım klişesini ekleyelim hemen ...

Vedat Okyar

Futbolculuk dönemini görmek yaş itibariyle nasip olmadı . NTV Spor'da futbolculuğuna dair yarım dakikalık görüntüler izleyince topu tutuşundan , sürüşünden ne kadar estetik bir adam olduğu anlaşılıyor .Yazarlığı da futbolculuğu kadar naif ve estetik bir adamdı . Beşiktaş yenildiği zaman yüzünden hüznünü her daim anlayabilirdiniz . Fani dünya, Allah gani gani rahmet eylesin ...

19 Temmuz 2009 Pazar

Eve dönüş

İsviçre futbolunun son dönemde yetiştirdiği en büyük yeteneklerden birisi Alexander Frei . 30 yaşındaki golcü ayak, Basel'e transfer olarak beni şaşırttı doğrusu . Dortmund'da attığı gollerin çoğu gerçekten jeneriklikti . Eren Derdiyok'un eksikliğini Frei gibi bir adamla dolduracak olması , Basel adına büyük bir şans. Futbol hayatının son dilimlerinde efsane olur İsviçre'de . EURO 2008'de sahayı hüngür hüngür ağlayarak terketmişti , içim acımıştı be...

Ikea

Aly Cissokho

Ligler biter bitmez adı Milan ile anılıyordu . Milan transferi yatınca , kendini bir anda Lyon'da buldu. Porto'nun 21 yaşındaki genç starı geleceğe dair adından çok söz ettirecek bir isim . Lyon Benzema'dan gelen parayı hayırlı işlerde kullanmaya başladı . İyi bir transferdir kendisi, Lyon eminim bu adamdan gelecekte çok para kazanacak...

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Johan Neeskens

7 Temmuz 1974 - Almanya Dünya Kupası Finali
Neeskens 2.dakikada penaltı golüyle Hollanda'yı Almanya karşısında 1-0 öne geçirir . Almanya bu gole rağmen maçı 2-1 kazanır şampiyon olur . Dünya kupası finalinde gol atmış yardımcı bir hocamız var . Hoş bir şey be yahu..!

City iş yapar mı ?

M.City Gareth Barry ve Roque Santa Cruz'dan sonra Tevez'i de alarak kendi adına transfer hedeflerini birer birer gerçekleştirmekte. Terry'i de alırlar mı bilinmez . Sonuçta herkesin reddemeyeceği bir fiyatı var . Alırlarsa bal kaymak alır. Fakat bu oyuncuları oynatabilcek adam Mark Hughes'mudur orası muamma. Bu sene muhtemelen daha derli toplu bir City izleyeceğiz ama nedendir bilinmez City'den bir halt olmaz düşüncesi öyle bir yerleşmiş ki kafama hala atamıyorum...

Edit : Adebayor'u aldı City . Arap patron = Darphane.

La Liga 09/10 Resmi Topu


Nike T90 Ascente
Bu sezon bu topun canı İspanya'da canı çok yanacak...

12 Temmuz 2009 Pazar

The substitute

Rosicky'nin dönüşü

Rosicky sakatlandıktan sonra uzun bir dönem futboldan, gözlerden ve gönüllerden uzakta kalmıştı. Şimdi iyileşmiş antremanlarda deli gibi çalışıyormuş eski günlerine dönebilmek için . İzlemekten keyif aldığım iyi topçulardandır bu adam . Nedved bıraktı zaten , Çeklerin elinde avcunda kalan nadide isimlerden biridir fazlasıyla. Umarım dönüşü güzel olur . Arshavin ile beraber tadından yenmezler hani...

Eduardo Salvio

Arjantin medyasının bu aralar en sık andığı isimlerden birisi 19 yaşındaki Salvio . Şimdiden Avrupa kulüplerinin gözdesi .Lanus'ta forma giymekte ve İtalya kulüplerinden birinde oynamak istediğini söylüyormuş .Fakat araya Alex Ferguson'un da girdiği söyleniyor . Bitirici ve aynı zamanda sağ açıkta da oynayabilen bir santrafor. Arjantin'in yeni starı olacak diyorlar onun için . Olsun bari , biz de onu yıldız olmadan önce blogda haber yapmıştık diye hava atarız ilerde...

Owen & Rooney Liverpool'u ne yapar ?

Owen'ın broşürü fazlasıyla işe yaradı , kapağı Trafford'a attı . Rooney-Owen ikilisi orta sıra Premier Lig takımlarına leblebi gibi saydırır kanımca . Benim asıl merak ettiğim Anfield Road'da bu ikilinin Liverpool'a karşı nasıl forma giyeceği . Biri zaten eski Everton'lu ve Liverpool'a doğuştan gıcık . Liverpool'lular Rooney ismini duyunca ortalığa masif bir küfür kokusu yayılmakta .Diğeri Liverpool'un eski idolüydü . Bu sezon Liverpool'un en büyük rakibinde forma giyecek . Allah sakatlık, kaza bela vermese de Owen -Rooney ikilisi Liverpool maçında oynasa biz de cümbüşü izlesek...Bu arada günler sonra internetle buluştum, özlemişim ama yine de tatile devam...:)

2009-2010 Türkcell Süper Lig Fikstürü

Fikstür için TIKLA

2009-2010 La Liga Fikstürü

Fikstür için TIKLA

2 Temmuz 2009 Perşembe

Pause !

Biraz kafa dinlemek için tatile çıkıyorum ,fırsat buldukça bloga uğramayı düşünüyorum fakat büyük ihtimalle post akışı düzenli olmayacak . Tatilim biter bitmez eski halini alır. Şimdilik tüm blogger kardeşlerime iyi tatiller , en kısa zamanda görüşmek umuduyla ....

Ze Roberto Hamburg'da

Ze Roberto Bayern'den ayrıldıktan sonra ülkesi Brezilya'da futbolda son demlerini yaşar diye düşünmüştüm ama yanılmışım . 34 yaşındaki Ze Roberto Hamburg ile iki yıllık sözleşme imzalamış . Almanya'yı sevdi, Almanya da onu sevdi . Yaş maş bahane , Ze Roberto şahane . Hamburg orta sahasında deli gibi koşturur artık...!

Servet seneye de Cimbom'da ...

Marsilya Souleymane Diawara'yı kadrosuna katarak , Servet'in Avrupa hayallerini de suya düşürmüş oldu . Laurent Blanc'ın favorilerinden olan Diawara , gelecek sezon Deschamps'ın savunmadaki kilit ismi olacak. Servet adına üzüldüm gerçekten , Avrupa macerası onun için hoş olurdu . Şimdi milli takım defansı tamamen Cimbomlu oldu . Bu arada Beşiktaşlı Cisse'de Marsilya'nın yolunu tuttu . Sanlı Kaptan bayram etsin artık...

Kaçın Almanlar geliyor !

Canavar gibi yetişen , gümbür gümbür gelen bir Alman altyapı imparatorluğuyla karşı karşıyayız. Son 11 ay içinde U17,U19 ve U21 gençlerinin oynadığı tüm turnuvaları kazanıp bir anlamda hat-trick yaptı Panzer cemaati . Bunun semeresini elbette önümüzdeki 10 yıllık dilimde fazlasıyla görecek Almanlar . Peki nasıl oluyor tüm bu işler ? 1998 yılında Fransa Dünya Kupası'nda Hırvatlara karşı alınan 3-0'lık mağlubiyet Alman futbolunu resmen çatlatmıştı . 2 yıl sonra Hollanda-Belçika ortaklığında düzenlenen Avrupa Şampiyonasında İngiltere ve Portekiz karşısında alınan hezimetler Almanları grup sonuncusu yapmıştı . İşte o zamanlar Alman futbolu bir daha iflah olmaz klişesi oluşmaya başladı . Alman futbol otoriteleri Alman futbolunu yeniden nasıl ayağa kaldırabiliriz sorusunun cevabını aramaya başladı o yıllardan itibaren .
2 sene sonra Japonya'da Brezilya ile Dünya Kupası Finali oynamasına karşın hala Almanların futbolu istenen tadı vermiyordu . İlerleyen bir kaç sene içerisinde, Almanlar tüm ülke genelinde Stützpunkte ve Leistungszentren adını verdikleri okullar oluşturdu . Stützpunkte bölgesel amaçlı olup , Almanya'nın 366 noktasında 14.000 Alman çocuğunu profesyonel biçimde taramaya başladı . Leistungszentren ise 1 ve 2. Bundesliga takımlarının bizzat profesyonel amaçlı oluşturduğu altaypı merkezleriydi . Sonuç ne mi oldu ? 600.000 çocuk tarandı ve hala da taranmakta . Her sene 4500 genç düzenli olarak profesyonel kulüplere tepsi içinde sunuluyor . Almanlar oldukça sistematik bir şekilde geleceğini yapılandırmaya başladı . Yani sizin anlayacağınız U17,U19 ve U21 'lerin aldıkları başarılar kesinlikle tesadüf değil ...

2009-2010 Bundesliga Fikstürü

Bundesliga 2009-2010 Fikstürü için TIKLA

Çocukluğunuza dönelim !

Keita G.Saray'da

Fotoğraf olarak Lille'de oynadığı dönemdeki halini kullandım, çünkü Lille'de gösterdiği performans Keita'yı Keita yapan süreçti . Lyon forması altında pek sükseli işler yaptığı söylenemez , fakat çokça fırsat verildiği zaman iyi işler çıkaran oldukça teknik bir adam . G.Saray'da sakatlanmazsa ,Surinam'lının sık sık kadroda yer vereceği bir isim olacağı kesin .Fildişili futbolcuyu bitiren Haldun Üstünel Türkiye'de yöneticilik olayına ayrı bir boyut kattı , nasıl beceriyor bu işleri bilmem . Takdiri kesinlikle hakediyor , çünkü G.Saray'ın transfer vizyonunu tamamıyle revize etti ...

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Zurnanın son deliği : Benzema !

Real Madrid'in resmi sitesine girdiğinizde , oyuncuları tanıtan bölümde forvet hattının 6 kişiden oluştuğunu göreceksiniz . Sırasıyla C.Ronaldo, Raul , Van Nistelrooy , Higuain , Robben ve Huntelaar . Fransız Karim Benzema zurnanın son deliği oldu ve ben gerçekten Manuel Pellegrini'nin nasıl bir 11 kuracağını , nasıl varyasyonlara gireceğini ve bu kadroyu nasıl idare edeceğini pek merak etmekteyim . Benzema'nın klasından bahsetmeye gerek yok . Ama sanki İspanya Benzema'nın ligi değil gibi geliyor bana . Ada futbolunda çok iş yapacağını düşündüğüm bu adamın Madrid'e gidişi sürpriz olmadı desem yalan söylemiş olurum . Geçtiğimiz sezon iyi işler çıkaran Higuain'nin büyük ihtimalle partneri olacak arkada Ronaldo destekli olarak. Fakat şarap tadındaki Raul'un ve düzelmiş ve formda bir Nistelrooy'un rahatlıkla Fransız'ı kulübeye göndereceğine eminim . Real Madrid madem bu kadar bol keseden savuruyor , neden David Villa'yı almamıştır da Benzema'yı tercih etmiştir acaba ? Real Madrid'in önümüzdeki sezon oynayacağı maçlarda çok klas goller izleyeceğiz muhtemelen . Fakat hala defans hattı sorunlu olan tuhaf bir toplama takım var karşımızda . Bu adamlar böylesine bir kadroyla takım olana kadar , Katalanlar daha çok tura çıkar gibime geliyor ...