31 Ağustos 2009 Pazartesi

Hey gidi Monaco hey !

Gecenin bir vakti , Nonda'nın son haftalardaki gösterdiği performansla bağlantılı olarak eski takımı Monaco aklıma geliverdi . (Ne alakaysa!) . Fransız futbolunun en üretken , en başarılı takımlarından birisi kuşkusuz Monaco. 2004 yılında sürpriz Şampiyonlar Ligi finalisti olmasından sonra özellikle sempatimin daha da arttığı takımlardan birisi oldu Monaco . Yani bir şekilde en azından maç sonuçlarını takip ederim bu takımın . Zaten Pekazi'nin o müthiş frikiği doksanı bulduğundan beri Monaco'nun zihinlerimizde ayrı bir yeri vardır. Klasik yandan parçalı kırmızı beyaz forması hoş durur futbolcunun üstünde . Monaco son yıllarda eskisi gibi şaşaalı ve güçlü değil . Bunda yönetimin artık genç futbolculara önem vereceğine dair oluşturduğu yeni kulüp politikası da etkili. Pek adını duymadığımız gençlerle dolu , eskisi gibi gibi yıldız futbolcuların tercih edilmediği Monaco dünya futboluna sayısız yıldızı kazandırmış önemli bir takım . Maçlarını hepimizin bildiği gibi büyük bir araba parkının üzerine inşaa edilmiş Stade Louis II'de oynuyor. Bu stad Süper Kupaya'da ev sahipliği etmekte halen ve rezil zeminiyle eleştirileride üzerine çekiyor . Yukarıdaki resim II.Louie'nin yıllar önceki ilk hali . Tabi o zamanlar tek katlıymış . Monaco'nun fiziki koşullarından dolayı ancak futbol oynanabilecek ender yerlerinden birisi .
Monaco'nun Fransız futboluna kazandırdığı ve Monaco formasını sonradan giyip parlamış sayısız yıldız var . Günümüzde forma giyen en büyük Monaco'lu şüphesiz Thierry Henry . 1992-99 yılları arasında Monaco'da gösterdiği performans onu ilerde Juventus, Arsenal ve Barcelona'dan oluşan müthiş bir kariyere itti . Hala milli takım 32 yaşındaki Henry'den çok şey bekliyor . Henry'i uzun uzadıya anlatmaya zaten gerek yok .
Juventus tarihinin en çok gol atan yabancı futbolcusu şerefine erişen David Trezeguet'de Monaco'nun Fransa'ya hediye ettiği starlarlardan birisi .
Monaco denilince akla gelen ilk isimlerden birisi de Weah .Küçükken Liberya diye bir ülkenin gezegenimizde yer aldığını ilk ondan öğrenmiştim . Liberyalı golcü diye kazınmış kafama . Bu adamı marke etmek için insanlıktan çıkmanız gerekiyordu .
Kaleci Barthez Monaco'nun mahsulü değil elbet , fakat beş yıllık Monaco kariyeri onu Fransa'nın 1 no'lu kalecisi yaptı. Fransa Dünya Kupasını kazandığında o Monaco'nun kalecisiydi .
Ermeni kökenli Youri Djorkaeff zamanında Türkler hakkında verdiği beyanatlarla bizi deliye çevirmişti , fakat futbolculuğuna söylenecek laf yoktu . Driplingleri, çalımları ve öldürücü paslarıyla o da Monaco'da yıldızlaşan futbolculardandı .
Alman yıldız Klinsmann kariyerinin en parlak günlerini Inter'de geçirdi . Fakat Monaco ona yeniden hayat veren başka bir kulüp oldu . Şampiyonlar Ligi maçında G.Saray'a attığı gol ve klasik sevinci acı da olsa unutulmaz .
Şifo Mehmet'in isim babası olan Belçika'lı Enzo Scifo'u da unutmamak lazım . Ayağına top pek güzel yakışırdı bu adamın .
Bizim Nonda'nın ortalığı deli gibi kasıp kavurduğu zamanlar . Takımın gol yükünü çeken en etkili silahlarından birisiydi Nonda . Bu fotoğraf 2001 yılına ait. Ayaktakiler Farnerud, Nonda ,Rodriguez, Marquez , Porato ve Panucci . Yerdekiler ise Leonard , Djetou,Guilly,Gallardo ve Simone . Bu takımla CL'de karşılaşmıştı G.Saray . Hagi'nin SamiYen'de o muhteşem golü unutulmaz. Fakat bize Monaco'da 4 atmışlardı . İtalyan Simone o narin bilekleriyle hasta ederdi herkesi . Guilly hayatının topunu oynuyordu ve Arjantinli Gallardo her sene G.Saray'a ha geldi ha gelecekti .
Bu da 97 yılından . Ikbeba ,Benarbie,Dumas,Anderson ve Henry . Henry o zamanlar evlere şenlikmiş . Brezilyalı Sonny Anderson'a ayrı bir paragraf açmak lazım Yeni nesil hatırlarsa onu Lyon'dan tanıyor . Gördüğü her yerden çakan , mükemmel gollerin sahibi bir adamdı .

Bu fotoğrafta 89-90 senesine ait. Fotoğrafta ilk dikkat çeken isim kuşkusuz teknik direktör Arsene Wenger . 87 yılından 95'e kadar takımın başında kalan Wenger Monaco canavarını yaratan en büyük adamlardan birisi . Daha sonra Henry ile beraber Arsenal'de müthiş işler çıkarmıştı . Hala da dünyanın en iyilerinden ve gençleri fıldır fıldır oynatan kaliteli bir isim . G.Saray'ın Monaco zaferinde takımın başında duran isimdi . Hem Almanya'da hem de Danimarka'da çok üzmüştü Wenger'i G.Saray . Solunda oturan efsane kaleci Ettori Prekazi ismini hayatı boyunca unutmaz sanırım . Yukarıdaki zencilerden en sağdaki Fofana . Ödüm patlardı bu adamdan, acaip tehlikeli bir adamdı. Kariyerinin son demlerinde Karşıyaka formasını giymişliği vardır. Morientes,Saviola,Prso,Glen Hoddle,Rothen,Emmanuel Petit,Riise,Evra,Thuram,Sagnol ...Hepsi kırmızı-beyaz formayı giyipte çoşmuş adamlar. Gecenin bir vakti yaşlandığımı hissettim birden. Hey gidi Monaco ...!

Turkcel Super Lig 09/10 : 4.Hafta

Ankaraspor 0 - 2 Galatasaray (31.08.2009)

Mehmet Topal ve Mustafa Sarp'tan oluşan varyasyona Elano'nun güçsüzlüğü eklenince yaratıcılıktan uzak, top kapma mücadelesinin daha ağır bastığı bir orta saha izledik . Mustafa Sarp'ın Ayhan'la beraber oynarken daha iyi verkaçlar yaptığı ve daha çok 18'i yokladığı gün gibi açık. Sarp Topal ile oyunu biraz yadırgamış gibiydi. Elano hala ben nerdeyim şaşkınlığı yaşıyor sanki. Tempo ona ağır geliyormuş gibi bir görüntüsü vardı . Baros'un boş deparlarıda ilk yarıdaki pozisyon kısırlığına ayrı bir etkendi . Baros bu sene iyi oynamıyor . Geçen haftaki Kayserispor maçı da bizleri yanıltmasın . Baros'un hızlı pas trafiğinde topu eline ayağına dolaştırdığını görebilirsiniz. Baros'un sprint özellikleri onu farklı bir forvet yapıyor. Geçtiğimiz sene G.Saray'ın sistemi tam ona göreydi ve sırıtmıyordu . Bu sene emin olun bu Rijkaard'ın G.Saray'ında Baros çok saç baş yoldurur , Nonda'yı da kahraman yapar. Nonda'nın geçen seneden hakkını yemişiz, açık konuşalım. Monaco'da oynarken attığı golleri ve rahatlığı bu sezon tam olarak sergileyebiliyor. Ne zaman Elano oyundan çıktı , G.Saray doğru işler yapmaya başladı. Tam bu değişiklikler olduğunda G.Saray'ın kondisyon artısı yavaş yavaş Ankaraspor'un üzerine binmeye başlıyordu. Kewell kanada geçince, Arda M.Sarp'a yakın oynamaya başladı ve Topal'da gerçek yerini buldu . Nonda'nın topu al-ver kabiliyeti ve doğru pozisyon alışları maçı tekrar G.Saray'ın eski güzel rutinine döndürdü . G.Saray nihayet ligde bir maçta gol yemedi . Fakat hala duran toplarda pozisyon verme hastalığı devam etmekte . Antremanlarda duran top çalışması yapılıyor belli .Değişik organizasyonlar bunun göstergesi , fakat duran topları karşılama çalışmaları ne kadar verimli görünüyor siz karar verin . Galiba ölü toplar Türk futbolunun kanayan yarası . Arda kullandığı bütün kornerleri istediği adamın kafasına indirdi .İster Arda'nın raket gibi ayakları, yeteneği deyin ister G.Saray'lı futbolcuların doğru yer alışı deyin. Gerçek olan bir şey var ki bu kadar kullanılan korner her zaman bir takım için bir maçta sürekli avantaj yaratmamalı . Futbolcularımızın yer tutma konusunda sorunları var . Avrupa takımları böyle şeylere kolay kolay izin vermez. G.Saray açısından en güzel olanı 4'te 4 yapması. G.Saray zor maç oynamadı görüşüne katılmıyorum . Antep, Kayseri ve Ankaraspor ligimizin her zaman dişli takımlarından olmuştur. Bu maçlarda kayıp vermemenin önemini ilerde daha iyi kavrarız sanırım....Bu arada Kewell, sen şu kulübeye hiç yakışmıyorsun be!

Caner Erkin Cimbom'da

Türkiye'de şu anda alınabilecek en makul , en münasip yerli transferlerinden birisi kesinlikle. Cimbom'un sol tarafında her türlü rotasyona uyum gösterebilecek sağlam bir dinamizm adamıdır Caner. Keşke kiralık gelmeseydi , iyi performans gösterirse , fiyat kızıştıracak bir sürü takım çıkar sene sonunda. Bonservisini satın alma opsiyonuna pek aldanmayın derim . Pahalıya patlar bu adam yani sizin anlayacağınız. İyi oldu be ...

Tam yerini buldum !

Herşey işte böyle başladı . Hafta sonu oynanan Manchester United - Arsenal maçında hakem kararlarına isyan eden Wenger önündeki şişeyi tekmeledi ve sonrasında 4.hakem Lee Probert'in şikayetiyle maçın hakemi Mike Dean , Wenger'i çılgın United tribünlerinin arasına gönderdi . Son 30 saniye boyunca United taraftarları Wenger ile sağlam makara geçti . Objektiflerden yıllar boyunca unutulmayacak bu kareler kaldı . Maçın ardından İngiliz Hakemleri Kurulu elini vicdanına koymuş olacak ki , oluşan bu görüntülerden dolayı Arsene Wenger'e eli yüzü düzgün bir özür borçlu olduklarını söylemiş . Biraz daha mantıklı davranılıp, son dakikaları idare etmenin gerekliliğinden dem vurulmuş . Bu 30 saniye belkide Wenger için bir türlü bitmek bilmeyen kabus anlarıydı . Yenilmek neyse de şu anlar hiç unutulur mu . İyi ki orada , o anda onun yerinde Cantona yoktu , önüne gelene çift dalardı namussuzum ...:)

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Taraftarız biz !

Yatarak kayarak NESTA !

Futbola geri döndüğüne sevindiğim adamlardan birisi Nesta. Savunma olayının kitabını yazmış bir adamdır kendisi . Sırf bu adam için maç izlenir . Akşam Milano derbisinde de oynayacak ; gelgelelim maçı veren bir kanal yok . Ama bu maç kaçmaz , internet sen ne güzel bir şeysin ...

Karı lafı dinlersen ...

Chelsea'ye tam 30.8 milyon pound'a malolmuştu. Şampiyonlar Ligi'nin en fazla gol atan 3.futbolcusu , Milan tarihinin gözbebeklerinden ve şimdilerde yüzüne bile bakılmayan Ukraynalı Shevchenko'nun İngiltere kabusu yakında bitecek gibi . Onu büyük futbolcu yapan kulübü Dinamo Kiev'e menejer futbolcu olarak geri dönmek üzere. Ada futbolu tabir yerindeyse kariyerinin içine mıçtı . Her şey karısının İngiltere sevdasıyla başladı ve bitti ...

Real'in artıkları !

Gelenleri sansasyonelse , gidenleri de öyle . Şu iki adamı oynatmak istemeyen kaç kulüp olabilir ki . İkisi de Hollanda futbolunun son yıllardaki en elit isimleri . Ama gelgelim ikisi de istenmeyen adamlardı . Robben Ribery ile birlikte Münih'te kanatları otobana çevirecekler büyük ihtimalle. Yalnız Sneijder'ın geleceği hakkında Mourinho'nun şu suratını gördükten sonra şüphelerim var ..!

Translate in Google

Stokeşehirspor'lu Tuncay

"Funnily enough , I didn't really know Tuncay was coming here until I got to the ground"
"Komiktir ki , sahaya çıkana kadar gerçekten Tuncay'ın buraya geldiğini bilmiyordum ."

Tuncay ile birlikte Stoke City'e transfer olan Alman futbolcu Huth'un yeni formasıyla basının önüne çıkarken Tuncay'ı da görmesinin şaşkınlığıyla söylediği sözler. Huth kadar şaşkın bir çok futbolsever vardı ülkemizde de. Tuncay'ın Premier League'de devam etme isteğini biliyorduk fakat gerçekten de adı hiç geçmeyen Stoke City'nin bu transferi bitirmesi sürpriz oldu . Bu transferden sonra artık Tuncay'ın kariyerinin sonuna kadar Türkiye defterini artık kapattığını düşünüyorum biraz . Tugay Kerimoğlu'nun kariyeri ne kadar saygıdeğer biçimde bitirdiğini en az bizler kadar Tuncay'da gördü . Galiba o da onun yolundan gitmek istiyor . Stoke City'de forma şansı elbette daha yüksek olacak fakat gönül isterdi ki daha sağlam bir takımda oynasın . Yine de adada kaldığına sevindim . Spormax'i izlemek için bir başka bahanemiz daha oldu...

Tatlı olarak süper kupa alayım lütfen !

Platformlara çıkıp , patlayan konfetiler eşliğinde kupalar kaldırmak 2009 yılının onlar için rutin işlerinden birisi oldu. Unutulmayacak bir yıl , unutulmayacak işler . 2009 yılının kuşkusuz en büyük takımı olmayı hakettiler . Bir de Kıtalararasını kazansınlar , bal kaymak olsun ...

Avrupa muhabbeti !

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Anneciğim !

Kupa koleksiyoncusu !

İbrahimovic'te Barça'da kupa siftahını açmış oldu . Katalanlar bıraktığımız gibi devam ediyor . Acep Real durdurur mu bu sene bu adamları ?

Lescott nihayet City'de


Adam gideceğim diyordu başka bir şey demiyordu . Everton menejeri Moyes ne diye gitmek istiyorum diyen bir adamı tutmak için o kadar kastı anlamadım . Lescott City hanedanına 23 milyon pound ile katılan başka bir isim oldu . Mübarekler sanki Britanya merkez bankası gibi . Lescott bu kadar para eder mi yahu ? Bu arada Moyes bu transferin gerçekleşmesinden sonra Rus futbolcu DiniyarBilyaletdinov'u kadrosuna katacak büyük ihtimalle ....

İleri daha ileri !

Şu ana kadar 8 resmi maç oynadı G.Saray . Kazakistan'da Tobol'a karşı alınan beraberlik dışında 7 galibiyet ve atılan toplam 29 gol . Atılan gollerin 19'u 2. yarıda gelmiş . Yani bu durum kısaca gösteriyor ki , kondisyon yeterliliği fazlasıyla arttırılmış ve gol atmayı seven, arzulayan bir Cimbomla karşı karşıyayız. Normalde geçtiğimiz senelere baktığımızda G.Saray gol attığı zaman skoru korumak adına oyunu soğutan , oyunu rölantide tutan yapısıyla bizi az kangren etmemişti . Uzun zamandan beri ilk defa G.Saray'ı daha fazla gol atmak hırsıyla yanıp tutuşurken görüyorum . Yabancılar bir yana , senenin en iyi transferi Mustafa Sarp . Bu adamın içinde insan ciğeri yok diye düşünmeden edemiyorum . Çok gayretli ve bir o kadar mücadeleci .Terim kesinlikle bu adama yol vermeli . Peki her şey güllük gülüstanlık mı ? Her maç kalede gol görüyoruz öncelikle. Milli takımın defansı bizde olmasına rağmen , duran top mağduruyuz bir şekilde. Atılan gollerin bolluğu yenilenleri unutturuyor fakat basit gol yeme alışkanlığı halen devam etmekte . Takımın geleceğinden fazlasıyla umutlu olunabilir fakat sabırlı da olmak lazım , biraz daha bekleyelim derim bence ....

Lost !

Hafızam beni yanıltmıyorsa , Nihat'ın resmi olarak topu filelerle buluşturduğu en son maç Euro 2008'deki Çek Cumhuriyeti maçıydı. 1 seneden fazla bir süredir golle buluşamayan Nihat Beşiktaş'ın gol yollarına kaynak olarak alındı . Villareal'de geçen sezon sakatlığı yüzünden bir çok maçı oynamadan geçen Nihat nasıl gol atar da kendine gelir acaba? Takım kazara penaltı kazanırsa Nihat'tan başkasına attırmamak lazım , çünkü her geçen gün gol yeteneği körelmeye başlayan bir adam var karşımızda . Acilen gol bulup , kendine gelmesi lazım çünkü gol atma hırsıyla sürekli saçma sapan şutlar atmaktan kendini alamıyor Kahveci . Onun gibi (Benfica maçını saymazsak) 1 seneden fazladır gol atamayan Ümit Karan'da aynı sorundan muzdarip . Ümit Karan mı? Nihat Kahveci mi? İlk golü kim atacak acaba ?

23 Ağustos 2009 Pazar

Bakış !

Vah Bayern vah !

Rummennige ve Hoeness tribünden Mainz maçını izlerlerken sinirden kuduracak gibiydiler. 3 hafta geçmesine rağmen 3 puanla tanışamayan Bayern Münih'ten sorumlu bu iki adam maç sonu acaba bu Van Gaal'ı nasıl dövelim der gibi düşünceye dalmışlardı . Hamit Altıntop 33. dakikada yedek kulübesinin yolunu tuttu . 4-3-3 'ü seven Van Gaal'ın işine ısrarla karışan Rummenigge ve Hoeness işler böyle gitmeye devam ederse bir şeyler yapacak galiba...

Nerdesin Serie A ?

Pato fiyakasız Milan'ın bu sene gol yükünü çekeceğe benziyor. Bu arada Allesandro Nesta tekrar futbola geri dönmüş ve dün de oynamış sevindim. Bu arada İtalya Ligini seyrettirecek bir kanal yok mu yahu ? Tamam yıldızlar birer birer İtalya'yı terkediyor anladık . Fakat herşeye rağmen o kadar abartıldığı kadar keyifsiz de bir lig değil yani ? Hiç seyredememek tercihimiz değil ...

Mehmet Batdal

Dün sıkıcı G.Birliği - BJK maçını izlerken kanalı bir süreliğine zaplayıp Bucaspor - Kocaelispor maçını izlemeye başladım . Daha önceden adından övgülerle bahsedilen Bucaspor'un 1.95 boyunda ve 23 yaşındaki santraforu Mehmet Batdal'ı ilk defa izlemek nasip oldu. Bu adam nasıl olur da 2.Lig'de oynar şaşırdım. Boy pos, teknik , bitiricilik ve kendine olan güveni had safhadaydı ve oynadığı oyunla diğer futbolculara göre kesinlikle kolaylıkla farkediliyor . Değerlendirilmesi gereken ve daha büyük bir kulüpte oynaması gereken bir yetenek, bilginize ....

Madrid'de Ramazan !

Zamanında Hakan Şükür ve arkadaşlarının orucu ve oruçlu performansları pek bir konuşulurdu . Malum, yıllar geçtikçe Ramazan yaz mevsimine kaymakta . Gelecek yıllarda , Ramazan ayında plajda birasını yudumlayan futbolcularla orucunu tutan futbolcuların performanslarını masaya yatıran haberlerin müneccimliğini yapayım şimdiden güzel basınımız için :) Bu arada Real Madrid'li Lassana Diarra, Mahamodou Diarra ve Karim Benzema kesinlikle oruçtan taviz vermeyeceklerini söylemişler . Ramazan ayında minumum 3 maç oynayacaklar ve dayanırız biz bir şekilde demişler. Kulüp doktorları özel program uygulamaktaymış bu adamlar için . Barcelona'nın müslüman futbolcuları Eric Abidal, Keita ve Yaya Toure'ye gelince , profesyonellik gereği oruç tutmayacaklarını söylemişler . El Classico'ya iman gücünü de ekleyecek 3 Madrid'li var şimdi... :)

20 Ağustos 2009 Perşembe

Çakar çakmaz Zidane

Yeni Adidas F50i (HD)

İllaki ada olacak !

Marouane Chamakh transfer döneminde Bordeaux'dan ayrılmak istediğini çoğu kişi biliyor , hatta ufaktan tehditvari bir şekilde bu niyetini de yöneticilere bildirmişti . Eğer Arsenal transferi gerçekleşmezse gelecek sezon beleşe adanın yolunu tutacağını tüm Fransa'ya söyleyen Chamakh'ın Arsenal'in de işi hafiften almasıyla , şimdilik Fransa topraklarında kalmaya devam ettiğini görmekteyiz . Çoğu taraftar onun tehditkar açıklamalarına gıcık olmasına rağmen , Faslı futbolcu sahaya çıktığı zaman işini takır takır yapmaktan geri kalmıyor . Şimdi de West Ham United bu futbolcuyla anlaşma aşamasına geldiğini bildirmiş. Fransızlar Chamakh'a gıcık olmasına rağmen aslına bakarsanız adam en doğrusunu yapıyor . Sahaya çıkıp topunu oynuyor ve kulübünü de adam gibi uyarmış benden para kazanın diye. Arsenal'da işler kötü gitmeye görsün , bu admı niye kaçırdık diye hayıflanacaklardır kanımca ...

Büyük City mi ?

Hazırlık maçları ölçü müdür sorusu her daim ön saflarda yerini tutar genelde . Manchester City ,dün Nou Camp'ta Barça'yı 1-0 yendiğinde İngiliz medyası ve City'lilerin ağızlarının suyunun aktığını gördüğümüz için onlar adına bir bakıma bu maç ölçü olabilir . City geçen sene de Milan'ı bir hazırlık maçında yenerek sezona başlamış ve sonrasında ezeli rakibi United'ın her zaman olduğu gibi gerisinde kalmaktan kurtulamamıştı . Dünyanın bütün starlarını bu takıma yığsanızda hep bir şeyler eksik gibi kalıyor bu takımda. Büyüklük farklı bir şey . Chelsea'de büyük olma tutkusunu para ile gerçekleştirmişti , fakat Londra ekibinin alt yapısı ve futbol anlayışı büyük olmaya müsaitti bence . Ama şu City'i büyükler kategorisine bir türlü sokamıyorum . Rengi de bir gıcık , gıcık oluyorum hakikaten ben bu takıma , nedenini bir türlü çözemediğim bir şekilde . Bir de Newcastle vardı , neyse ki onlar küme düştü ...

Liverpool kanı !

Sotirios Kyrgiakos , Yunan futbolunun son dönemlerde yetiştirdiği en mücadeleci , hırslı ve önemli adamlarından birisi . Yunanistan'ın Servet'i gibi bir şey bu adam . Liverpool menejeri Benitez büyük ihtimalle onu kadrosuna katacak . Fakat Liverpool'un Amerikalı patronları şu anda böyle bir transfer harcamasına karşı olduklarını belirtmiş. Benitez allem kullem bir şekilde dediğini yaptırır elbet ...

Turkcell Super Lig 09 / 10 : 2.Hafta

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Hoca !

Özledik be Ribery !

Koca bir yazı Real'e gidicem , gitmiycem diye geçirdin Ribery efendi .Şimdi de Almanya'da mutluyum , Bayern'den bir yere gitmem diyorsun . Zizou'nun verdiği gazla transfer ücretlerinin içine edenlerden biri de sendin . Seni severim ama Cimbom'dan kaçtın apansız , içimizde buruk bir anı bıraktın . Bir an önce adam gibi oynamaya başla da gözlerimiz şenlensin , yoksa Van Gaal'ın ipini çekenlerden biri de sen olacaksın monşer...

Barça dükkanı açtı !

Dünkü Kral Kupası maçı gösterdi ki Katalanlar kaldığı yerden devam ediyor . Deplasmanda alınan 2-1'lik galibiyetten çok , bu sene ismini bol bol zikredeceğimiz bir isim gördük bu maçta ; Pedro Rodríguez Ledesma . 22 yaşında , her iki ayağını da çok temiz kullanan , Guardiola'nın yeni gözdesi bu sezon 11'i zorlayacak bir adam . Ne biçim bir futbolcu fabrikasıdır bu Barcelona , anlayamıyorum . Bu formayı küçük yaşta giyen küçük Katalanlar kısa sürede futbolculuğa terfi ediyor . Altyapı nasıl olurmuş , araştırma konusu ...

Bu ayıp senin Bolt !

Biz insan evlatları ile dalga geçtiğin için , insan olmadığın için , finish'i görürken hala işin maşağında olup yine dalganı geçtiğin için teesüflerimi sunarım . Bi dahaki hedefin ne ? Yüz metrede ışınlanmak mı ? Bu arada senden iyi sağ açık olur ...