



Wolfsburg önümüzdeki sezon hangi formayı giyelim diye anket yaptırmış ve çoğu taraftar kurt resimli bu formayı beğenmiş . Muhtemelen önümüzdeki sezon giyilecek forma bu . Türkiye'den ideolojisi malum çoğu kişinin bu formaya şimdiden talip olacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok sanırım . Taraftarların gönderdiği yüzlerce tasarımdan kulübün beğendiği formalar aşağıdaki gibi . Ama en çok oyu 14 yaşındaki genç bir çocuğun yaptığı kurtlu forma almış. Adidas biraz daha şekil şemal verip kurtlu formayı piyasaya sürecek . Tuncay seneye bu formayı 2.ligde giyerse şaşırmayın. Malum iki sene önce Şampiyon olan Wolfsburg şu anda küme düşmemeye oynuyor. Gerçi Tuncay'ın da kadroya bile girdiği yok ya . Ama asıl güzel olan şey kulübün taraftarlarının görüş ve fikirlerine önem vermesi .
2008 yılından beri herhangi bir Kupa'ya hasret Real Madrid'in yıllar sonra kazandığı kupayı otobüs tekerinin altına atması bahtsız ve skandalvari bir durum . Ama kimsenin de umurunda değil . Futbolcular Barça'yı devirdi ya gerisi boş . Bu arada Mesut Real Madrid ile ilk kupasına kavuştu . Bu onun kariyeri boyunca aldığı üçüncü ciddi kupa .İlkini Werder Bremen forması altında Almanya Kupasını alarak başarmıştı. 2009 yılında Leverkusen'a karşı finalde tek golü atarak kupa sevincini yaşayan Özil'in diğer kupası Almanya U21 milli takımının Avrupa Şampiyonluğu . Bundan sonrası Allah Kerim ....


Barcelona bu sezon şu ana kadar oynadığı 56 maçın (hazırlık maçları da dahil) sadece 3'ünde golle tanışamadı . Ligin 2.haftasında Nou Camp'ta Hercules karşısında alınan 2-0'lık sürpriz yenilgi , Copa Del Rey elemelerinde yine Nou Camp'ta Athletic Bilbao'ya karşı alınan golsüz beraberlik ve en son R.Madrid karşısında dün alınan 1-0'lık final mağlubiyetinde Barça'nın ayakları topu filelerle buluşturamadı. Barcelona'nın golle buluşamadığı maçlar bir elin parmaklarını geçmediği için tuhaf geliyor insanlara . Ekran başında bizleri bile pas manyağına çeviren Barça'nın Real Madrid karşısında daha az pozisyona girmesini ufaktan yadırgamaya başlayanlar var . Sen golü bulamadıktan sonra 1000 pas yapsan ne olur kıvamında maçı sinsice izleyen Mourinho'nun 5-0'lık yenilgiden çok dersler çıkardığı malum. Barça her zamanki klasik oyununu oynamaya çalışırken Mourinho'nun akıl oyunlarına başvurması seyirciye daha cazip geldi açıkçası . İntikam ateşiyle yanıp tutuşan Madrid'in aynı duyguları Barcelona'ya devretmesi aşikar . Asıl deli dolu maçlar CL'de bizi bekliyor galiba ...
Arda Turan bir Metin Oktay değildir . Çünkü Arda Arda'dır Metin de Metin . Metin Oktay hayatında hiç mi hata yapmamıştır ? Hiç mi gece hayatı , sevgilileri olmamıştır ? Rahmetlinin tek filmi Taçsız Kral'da bile aşklarından bahsediliyor yahu . Onun yaşadığı devir ile günümüzü bir tutanlara harbiden aşkolsun . Bana Metin Oktay'ı izlemek nasip olmadı . Benim gibi onu izlemeyen yığınla adamın hep Metin Oktay perspektifinden bugüne kadar Arda'yı eleştirmesi haksızlık değil mi sizce ? Arda'yı izlemek göze hoş geliyor . Göz gördüğüne gönül verirmiş kardeşim . Metin Oktay efsanesini ne kadar anlatmaya çalışsanız da saygı duyarız , susarız ama hayat devam eder biz yine gözlerimizin gördüğüne bakarız. İnsan böyle bir şey işte. Arda'dan ve bizlerden sonra gelen nesil de Arda'yı arka plana atacaktır muhtemelen. 


Barcelona'nın dün S.Donetsk'e karşı oynadığı futbol ve aldığı sonuç karşısında kızgın Mourinho maskeleri takan muzip Katalanların tribünlerde verdiği görüntüler hoştu . Çok çok büyük bir aksilik olmazsa Barcelona ve Real Madrid 1 ay içinde 4 kez karşı karşıya gelecekler . Tarihte böyle bir durum olmuş mudur acep. Halley kuyruklu yıldızının dünyanın yanından geçmesi gibi durum, herkese nasip olmaz . Şimdiden kuvvetle ihtimal maç tarihlerini verelim , planlarınızı ve randevularınızı ona göre ayarlayın ...
23 Mayıs 1988 . Platini jübile yapar . Jübilesine Diego ve Pele gelir . Üç 10 numarayı hiç yanyana daha önceden görmemiştim . Güzel foto . Aşağıdaki renklisinden daha şirin göründü gözüme ...
Porto'nun ligin bitimine 5 hafta kala Lig Şampiyonluğu'nu yakalaması çok ta ilginç bir haber olmasa gerek . Porto zaten Portekiz ligini domine eden en büyük kulüp. Bu seneki zaferi farklı kılan olay 33 yaşındaki bir hocanın (hakikaten teknik adamlık için küçük bir yaş) daha ilk senesinde olaya bodoslama dalması . 17 yaşından beri adam izleme , teknik taktik işlerin içinde kendini bulup hiç futbol oynamadan bu kadar genç yaşta ve daha ilk senesinde Porto'yu şampiyon yapması takdire şayan . André Villas Boas futbol oynamadan da futbol hakkında bir şeyler becerilebilir tezini savunan kişilerin ve spor yazarlarının bir numaralı adamı olur ilerde . Kendisi Mourinho ile benzetilmekten hazzetmese de ,çoğu taraftar Boas'ı geleceğin Mourinho ayarında 1.klas teknik direktörlerinden birisi olarak değerlendiriyor . Ligde oynadığı 25 maçın 23'ünü kazanan Porto'nun henüz yenilgisinin olmadığını hatırlatalım . Atılan 58 golün 32'sini Falcao ve Hulk ikilisi kaydetmiş . 17 yaşında C statüsünde Uefa hocalık belgesini alan Boas futbolcunun altyapısı olur da hocalığın ki olmaz mı tarzında düşüncelere sevketti beni ...