28 Eylül 2009 Pazartesi

Arda'nın çalımları

Yabancı bir futbol dergisinde okumuştum . Aynen şöyle diyordu , Zinedine Zidane her antreman sonrasında tek başına sadece ve sadece top kontrolü için tam bir saatini ayırıyordu. Bahsettiğimiz adam Fransa ve Dünya futbolunun gördüğü en büyük ikonlardan birisi . Top kontrolüne neden bu kadar önem verdiğini sorduklarında , aynen cevabı şöyleydi . "Günümüz futbolun en temel özelliklerinden birisi topa rakipten daha çok fazla sahip olmak ; bunun için önce topu yakalamayı öğrenmek zorundasınız . Bu işte kusursuz olmak zorundasınız . Benim burada hata yapmamam lazım ki , top bana gelmeden önce neler yapabileceğime bir an önce karar verebileyim . Top bana geldiğinde daha pratik olmak zorundayım . Onun için burada fazla vakit harcamamalıyım . Futbol artık eskisi gibi yavaş değil , daha hızlı düşünmek ve oynamak zorundasınız ." Zizou'nun bu sözlerini okurken ona olan hayranlığım bir kez daha tavan yaparken , onun futbol felsefesinin günümüz gerçekleriyle ne kadar da örtüştüğü gerçeğini görmeden edemedim.
Türkiye'de bir gerçeği göz ardı etmemek lazım . Evet , Arda bu ülkenin en rahat adam geçen ve topla en yumuşak oynanayan futbolcularından bir tanesi . Özellikle bu sezon futbol anlayışını pozitif yönde daha geliştirdiği de malum . Fakat Arda'nın maçlarını son 2 senedir özellikle gözlemleyen birisi olarak söylemem gereken bir nokta var , belki sizler de fark etmişsinizdir. Özellikle Eskişehirspor maçında daha da dikkatimi çekti . Arda sahip olduğu çalım atma ve pas yeteneklerini tam anlamıyla yapıcı ve seri olarak kullanamıyor . Sahip olduğu yetenekler Türkiye'de göze hoş gelmekte ama sadece Türkiye'de . Bunu söylerken bana itiraz da edebilirsiniz . 7 hafta geçmiş bir ligde yaptığı asistlerin bizleri yanıltmaması gerektiğini düşünüyorum .
Arda bu sene takımı gerçekten çok sahiplendi ve takıma kaptan olarak çok şeyler vermek istiyor . Fakat onun bu hırsı bazı pozisyonlarda sağlıklı düşünememesine sebep oluyor . Ayağında gereğinden fazla top tutuyor , hem kendini yoruyor hem de rakip savunmanın yerini çabuk almasına olanak tanıyor. Arda'nın klasik çalımlarından birisi hepimizin bildiği gibi , kanatta ilerlerken birden durması ve rakibin ters tarfına girip, içeriye orta yapması . Bu hareket zamanında Hasan Şaş'ın favorilerindendi ve futbol hayatının sonlarına doğru onu çok yuhalattı . Çünkü birden ilerlerken durması ve etrafında duraklaması , takımın hızını kesiyor ve rakibin saniyeler içinde yerini almasını sağlıyordu. Futbolu basit oynamak ve seri oynamak ayıp bir şey değil . Modern futbol bunu gerektiriyor zaten . Günümüz futbolunun kahramanları hızlı hareket edip hızlı düşünebilenler arasından çıkıyor . Premier League'in gözde olmasının sebeplerinden birisi de bu . İngiltere'de topu ayakta tutma süresi ortalama 1,3 saniye imiş . Türkiye'de bu rakam 3 hatta 4'lere kadar çıkabiliyor. Bu yüzden Arda'nın ligimizde gözde olması çok manidar . Onun ileride muhtemelen Avrupa'da oynayacağını düşünürsek , zorlanacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok . Arda'nın Messi ile kıyaslanması Arda'ya değer kattığı gibi bana biraz da saçmalık gibi geliyor . Bugün Messi dünyanın en iyi futbolcusu ise , sebebi sürekli dikine doğru ilerlemek istemesi ve gol bölgesindeki adamları mümkün olduğunca çabuk görmesi . Arda tam anlamıyla bu özelliklere sahip değil fakat daha iyi olabilir. Ben Rijkaard'ın Arda'yı Messi ile kıyaslamasından özellikle bu yüzden kaçındığını düşünüyorum .
Postun girişine Zizou ile başlamamın sebebi de , yetenekli insanların yeteneklerini sabitleştirme ve seriye bağlama adına , bıkıp usanmadan çok çalışmaları gereğiydi . Arda öğrenmeyi seven ve kendindan daha fazlasını verecek yetide bir insan . Rijkaard ile çalışması büyük bir şans . Ben Arda'nın 3 -5 kişiyi çalımlayıp gol atma veya gol attırmasından ziyade , hızlı ve seri pas organizasyonlarının içinde yer alıp golle buluşan bir isim olmasını daha çok tercih ediyorum . Şimdinin futbol anlayışı da insanı buna zorlamakta zaten . Takımını hızlı oynatan ve hızlı oynatmayı alışkanlık haline getirmiş bir Arda özellikle bu ülkeye çok şeyler kazandıracak . Avrupa'da dikiş tutturması için Arda'nın (yana) çalım sevdasından vazgeçmesi gerekiyor ...

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Eminim Galatasaray , Eskişehirspor maçından galibiyetle ayrılsa ve Arda en azından 1 asist yapsa böyle bir yazı yazmayı cesaret edemezdin.Birde üstüne basarak Arda'nın hareketleri Türkiye'de göze hoş geliyor diyorsunda arkadaşım , sanırım sen Milli Takım maçlarımızı ve Euro 2008'i filan izlemedin, Arda kaliteli bir futbolcudur.Bu demek değildir ki Arda'nın eleştirilecek yanları yok değildir.Fakat bu şekilde saçma bir yorumda olmaz yani , bu olsa olsa Fanatikliktir.Genç Sporseverler Blogları daha özgün ve objektif yorumlar içerdiği için ziyaret ediyor ama korkarım siz bu tür yazılar yazdıkça blogunuzunda kalitesi aynı seviyede düşecektir saygılar..

serkan utlu dedi ki...

@adsız
öncelikle adsız rumuzundan kurtulup isminle yorum yap ki, sana bir kişilik yükleyebileyim.

Arda'nın yetenekli bir futbolcu olmadığına dair bana yazdığım bir satır göster önce. Yetenekli ve elit bir adam ki onun hakkında yorum yapıyoruz ve ona değer veriyoruz evvela. Fanatiklik kısmına gelince ben bir g.saraylıyım ,hayatım hep g.saray'ı izlemekle ve ona gönül vermekle geçti . Süper Lig ile ilgili yaptığım postların çoğu blogu incelersen, cimbomla ilgilidir. Arda'yı önceki postlarımdada okursan ne kadar çok sevdiğimi görürsün . Bu postun amacı Ardayı yerden yere vurmak değil katiyen. niye sevdiğim kulübü ve bir futbolcuyu yerin dibine sokayım ki .Arda'nın varolan performansı ve nasıl mevcut performansından daha da etkili olabilir sorusunun cevabını arayan bir fikir paylaşımı yaptım . Tarafsız ve objektif gözle bir şeyler karaladım ve fikrimde de ısrarcıyım. İster katıl ister katılma . Arda kalburüstü bir adamdır ama ona şu haliyle kusursuz sıfatını yapıştırmak onun adına zulümdür. Özellikle Zidane örneğinden girdim ki , Arda'nın hali hazırdaki futbol zekası ve yetenekleriyle türkiye'den fersah fersah iyi top oynanan Avrupadaki futbol mantalitesinden geri kalmamasını istemem en büyük dileğimdir. Kabul edelim ligimiz dandik bir lig olmasa da , o kadarda ahım şahım değildir.Arda'yı Arda yapacak , tavan yaptıracak mekan İngiltere veya İspanya'dır. Ayrıca genç sporseverler sevmediği blogu sağ üst köşedeki X'e basıp kapatabilir .Farklı fikirleri okumak ve değerlendirmek asıl meziyet . Blogun kalitesini arttıracak tavsiyelerin varsa ondan yararlanalım veya sende bir blog aç nasıl yapılırmış bu işler bize öğret ...sana da saygılar ...

home dedi ki...

Bu konu Elano mu Arda mi sorusunun da cevabi degil mi? Elano EPL'deki seri pas trafigine alismis oldugu icin, seri dusunup seri pas veriyor, ancak takim ayni hizda dusunemedigi icin bu denemeler pas hatasi ile sonuclaniyor.
Ayni durum Baros-Nonda secimi icin de gecerli diye dusunuyorum. Nonda'yi ayaginda top tutuyor diye begeniyorlar. Takimin tumu yavas oldugu icin, oyunu yavaslatan Nonda, Baros'dan daha uyumlu gorunuyor.
Sonuc olarak, eger Arda'nin hizli ve seri oynamayi ogrenmesini istiyor isek, ya Galatasaray'in bu sekilde oynamasini ve Arda'yi bu sekilde oynamaya forse etmesini beklemeliyiz, ya da Arda'nin EPL'de herhangi bir takima transfer olmasini...

u.kaymak dedi ki...

oldum olası ardanın yawaş oyun stilinden iğrenmişimdir zaten aynı zamanda uzaktan şut çekemeyen topcu iyi topcu deılr bencee.

gökhan alpdoğan dedi ki...

Arda daha 20'li yaşların başında bir futbolcu ve daha çok genç.

sahayı enine olarak geçmesi benim de hoşuma gitmiyor ama emin olun ki bu kötü huyunu sadece biz görmüyoruz, rijkaard'da görüyordur ve zamanla verdiği direktiflerle arda'nın bunu aşmasında yardımcı olacaktır.

günümüz futbolunda ben eminim ki arda şimdi serbest bırakılsa birçok büyük avrupa kulübü almak için sıraya girer.

şut çekmeyi maalesef çok yapamıyor ama harry kewell dediğimiz adam bile uzaktan pek şut çekmiyor. son maçlarda dikkat ediyorum vuruşları isabetsiz olabiliyor ama kewell tabiki belli bir yaşını aldı artık.

arda'nın bir futbol izleyicisi olarak ve günümüz futbolunu yakından takip eden birisi olarak antremanlardan sonra aynen zidane gibi bazı antremanları tek başına yapması gerek.

hatırlarsınız van hoijdonk (yanlış yazmış olabilirim) antremanlardan sonra plastik adamlardan baraj kurdurup frikik çalışması yapıyordu ve her 2-3 maçta bir frikikten golü vardı.

daha çok çalışması lazım arda'nın eğer kendisi de bunun farkına varırsa ben barcelona'da oynar diyebiliyorum.

bu arada adsız arkadaşın neden bu kadar sinirlendiğini anlayabiliyorum ama arda türkiye'den başka bir kulübe gitmeyecek, sinirlenmeye gerek yok.