25 Şubat 2010 Perşembe

Hakettik be abi !

Tur kıl payı elimizden kaçtı diyebilmek için türlü türlü bahaneler aramak isterdim . Fakat eninde sonunda gol atacağı belli olan bir rakip ve mevkisini bozuk para gibi harcayan Reyes karşısında istikbalden bahsetmek pek şık olmazdı . Gollerin göstere göstere yenildiği bir maçta ne eksiklikler ne de bir kaç metre önündekini gör(e)meyen hakem faciası teselli kaynağı olmasın . Bir ara yayıncı kuruluş topla oynama yüzdesini yüzde 51'e 49 G.Saray lehine gösterdiğinde, Cimbomu pas manyağına çevirmiş Atletico'nun nasıl olurda G.Saray'dan az bir ortalamaya sahip olduğunu düşündüm ve böyle bir istatistiğe küfürler salladım. Maçı genel anlamda bizler gibi izleyip kaçak dövüşen Mustafa Sarp ile futbolunu ve performansını her geçen hafta aşağıların aşağısına çeken bir Ayhan'ın orta sahada sihirli işler yapıp çakma forvet Arda'yı nasıl besleyeceğini düşünmek en kallavi fizik problemini düşünmekten daha zor olsa gerek . Arda adına üzülmedim desem yalan olur . Mevkisi dışında bir yerde zoraki oynayıp yine de bir şeyler yapabilmek maçın sonunda ona yorgunluk ve hayalkırıklığından başka bir şey getirmedi. Caner öylesine tuhaf işler yapıyor ki onu ipte yürüyen bir cambaza benzetiyorum . Karşıdan karşıya bin bir hüner ve maharetle geçerken, son adımda yere çakılıyor. Maçı sadece kalbiyle değil beyniyle de yaşayan oyuncularımızın olmasını ne kadar da çok isterdim . Sonuç olarak etiyle buduyla varacağı en son noktaya kadar vardı G.Saray . İki kupa da elden gitti , artık maç trafiği denen olay da yok. G.Saray'ın bundan sonra yapacağı en hayırlı iş bir an önce lige konsantre olması . Yönetim de gelecek senenin daha verimli olmasını istiyorsa transfer politikasını orta sahaya kanalize edip daha etkili isimler belirlemeli . Sadece mücadele eden değil aynı zamanda topu adam gibi dolaştıran isimler bu takımın en büyük ihtiyacı . Bu arada o güzelim koreografiyi gerçekleştirenlerin de ellerine sağlık ...

2 yorum:

M.T dedi ki...

Caner maçtan hemen sonra canlı yayın aracının oradan -oralar karanlık ve ıssızdır genelde bilen bilir yani- kimselere görünmeden Ufuk Ceylan'la birlikte kaçarcasına uzaklaştı Ali Sami Yen Stadı'nın civarından. Ya başkandan, ya taraftardan kaçtı bilemiyorum ama duştan yeni çıktığı belliydi saçlarını bile kurulamamıştı doğru dürüst. İki maçın sorumluluğunu Caner'in hatalarına yüklemek her ne kadar doğru gibi görünmese de, turu bırakmamızdaki en büyük etkenlerden biri olduğunu inkar etmek de abesle iştigal olur.

DAVUT UTLU dedi ki...

Bahaneleri bir kenara bırakmak gerekiyor.GS aylardır top oynamıyor ki turu nasıl geçeceksin?Peki bunun önlemi alındımı?Yönetim ve teknik kadro Avrupa tur atlamak istedi mi?HAYIIIIR.
Devre arasında yapılan 3 transferden ikisi neden yapıldı.Avrupada oynamayacak bir forvet neden alınır?Bu isteyen adam delidir bence peki buna yönetim nasıl izin verir?Nonda gönderilip takımı madrid karşısında forvetsiz bırakmak KİME HİZMET etmektir?Arda yı etkisiz hale getirip forvete koymak akıl işimidir?O kadar çok soru var ki kafamda ama hiçbirine cevap bulamıyorum Takımımız şuan teknik kadronun elinde bir oyuncaktır.TEK SUÇLU TEKNİK KADRODUR...
Son yılların en fazla para harcanarak kurulan bu kadro bu dengesiz adamın elinde değilde LUCESCU nun elinde olsaydı neler olurdu neler.....