9 Ekim 2010 Cumartesi

Özil cezayı kesti..!

Onu hafta içinde medyamız ve futbolcularımız da dahil olmak üzere "Judas" gibi gösterdik . Mehmet Aurelio'dan çakma bir Türk yaratan bir toplumun Mesut'un tercihi ile ilgili fazla söyleyeceği bir şey yok , olmamalı da aslında. Adam ilk yarıyı değişik duygular içinde geçirdi . 40 bin gurbetçinin kendi evladını her topu aldığında yuhalaması görünüşe göre ilk başta biraz etkiledi onu . Her şeye rağmen golü attı edebiyle sevindi ve bir türlü bulutların tepesinden toprağa inmeyen ve kendilerini bir halt zanneden bizimkilere cezayı kibarca kesti Mesut. Oynadığı futbolun bizle alakası yoktu ki zaten . Suratı dışında , ne oynadığı basit ama muhteşem futbol bizdendi ne de kusursuza yakın fizik yapısı . Kızmayalım Mesut'a . O şimdi başka bir dünyada ve ordan da kolay kolay kopmaz artık . Bizim profesyonellik zihniyetimizin ötesinde her geçen gün büyük topçu olma yolunda adım adım ilerliyor . Onun gol atmasını istemem demiştim bir kaç post önce. Ama yaptıkları ve oynadığı futbolla helal olsun dedirtiyor . Üzüleceğimi düşünüyordum ama pek te üzülmedim açıkçası .
Yenilmek dünyanın sonu değil. Kaldı ki oyun disiplini dillere destan Almanya'nın daha bir kaç ay önce İngiltere ve Arjantin'i dörtlediğini unutmayalım . Bizim sorunumuz yanlış işler yapmaktaki ısrarımız. Yanlışlarımızı ve hatalarımızı teker teker saymamıza rağmen ders alıp icraat yapamıyoruz . Felsefik laflar hoşumuza gidiyor ama bir halt yapmıyoruz . Hiddink hala bu takıma hakim değil ve iddia ediyorum fazla da sallamıyor . Çünkü kariyeri ortada ve emekliliğinden önce Türk milli takımı ile muhtemel başarısızlığı onun prestijini fazla sarsmayacak ve o da bunun farkında. Zaten maçtan sonra Almanya bizim rakibimiz değil diyerek ondan beklediğimiz vizyonu sekteye uğrattı . Belki doğruyu söyledi ama biz acı gerçeği duymayı sevmeyen bir milletiz . Her takımın kötü dönemi olur . Almanya da bu dönemleri yaşadı ama yaptığı hamleler ve işlerine olan saygıları çabuk toparlanmalarını sağlıyor. Küçücük fiziğiyle her ikili mücadeleden galip çıkan Lahm ve yaşı ilerledikçe güçten düşeceğine daha da güçlenen Klose'nin mücadelerini izleyince neden biz kötüyüz sorusuna cevap alabiliyoruz. Ligde ortalıklarda fazla görünmedikleri için suratlarını bile unuttuğumuz adamların milli formayı giymesini artık içimize sindiremiyoruz . Futbol kim ne derse desin ciddi bir iş. İşini seven ve kendisini her gün geliştiren adamların bolluğu bu ülkenin futbol kalitesini arttırır. Yayın ihalesindeki uçuk rakamlar ülke futbolunun çağ atladığını göstermez. Zaten o paralarda fütursuzca dış transfere gidiyor . Alt yapı, tesis , yerli futbol filan hak götüre .Yerinde sayan ve futbolun matematiğini anlamayan teknik adamların yetiştirdiği ve seçtiği adamlardan futbolcu olsa ne olur olmasa ne olur . Yazık , çok yazık deli gibi potansiyele sahibiz ama hala kullanma kılavuzunu okumadan deneme ve yanılmalara devam ediyoruz. Umarım Azerbaycan maçı başka bir hayalkırıklığı olmaz ...

Hiç yorum yok: