20 Ocak 2011 Perşembe

Şampiyonlar Ligi Finalleri : Bölüm 2


AC MILAN 4 - 0 BARCELONA FC

Bir önceki finalde Marsilya karşısında hayal kırıklığı yaşayan Milan yeni bir yapılanmaya girmiş ve ertesi sene tekrar finalde oynayabilme becerisini göstermişti . Bu defa rakip Cruyff’un Barça’sı idi . Dönemin iki üst düzey futbol oynayan takımları Atina’da finalde birbirine rakip olmuşlardı . Daha maç arifesinde hakem krizi yaşandı . UEFA’nın Hollandalı bir hakemi (John Blankenstein) bu finale ataması Milan cephesini kızdırmıştı . Çünkü Barcelona teknik direktörü bir Hollandalı idi . Aynı zamanda sahadaki Koeman Katalanların en gözde isimlerinden birisiydi . Milan bu atamaya itiraz etti . UEFA hakemi değiştirmek zorunda kaldı ve bir İngiliz’i (Philip Don) maça atadı . Şüphesiz alınan bu kararda Hollandalı hakeme İtalyan taraftarlarından gelen ölüm tehditlerinin etkisi daha büyüktü . Capello’nun Milan’ı o sezon ligde Şampiyon olurken önceki dönemlerin aksine savunma futbolunu benimsemişti . Van Basten , Rijkaard ve Gullit ‘in Çizme’ye vedasıyla beraber Savicevic ve Massaro ön plana çıkmıştı . Marsilya'dan alınan Desailly takviyesi takımın direncini arttırmıştı. Öyle ki ligde 34 maçta sadece 15 gol yiyen Milano temsilcisi İtalya rekorunu bugün bile elinde tutmakta. Orta sahada Albertini Rossoneri'nin adeta parlayan yıldızıydı . Milan'ın aksine Barcelona kendi kimyasına uygun bir biçimde o zamanlarda hücum futbolunu benimsemişti . Cruyff her zaman oyuncularına "Sahaya çıkın ve bu işin tadını çıkarın"desturunu aşılıyordu . İki Şampiyon takımın yapısı oldukça farklıydı . Milan o sene Şampiyon olurken sadece 15 gol yemişti yemesine ama fakat attığı gol sayısı da 35 idi . Barcelona'nın o sene Şampiyon olurken attığı gol sayısı 91'di !Barcelona kağıt üzerinde herkesin favorisiydi . Bir tarafta gol manyağı bir takım diğer tarafta da adeta bir et duvarı! Bulgar Stoichkov ve Brezilyalı Romario'nun yıl boyunca gösterdiği performans muhteşemdi . Herkes Milan'dan savunma ağırlıklı bir futbol beklerken Fabio Capello herkesi şaşırtmış ve hücum hattını ön plana sürmüştü . Bu Barça cephesini bir hayli yanıltmış ve yıpratmıştı . Albertini , Massaro ve Savicevic'i besliyor ve Desailly güçlü mücadelesi yetmiyor gibi bir de rakip kaleyi de yokluyordu . Costacurta ve Baresi'nin bu maçta oynamayışı belki de işe yaramıştı . Milan'ın baskılı oyunu Barça defansının dengesini altüst etmişti . Savicevic'in Nadal'ı ekarte edip Massaro'ya golü attırması maçın sanıldığı gibi geçmeyeceğine bir işaret sayılabilirdi . Donadoni'nin asistiyle Massaro yine 45'te fileleri bulmuş ve İtalyanlar soyunma odasına 2-0 ile moralli ve cesaretli gidiyordu. Massaro Marsilya finalinde kaçırdıklarının acısını sanki bu maça saklamıştı .
Savicevic bu maçta belki de torunlarına bile sık sık anlatacağı hayatının futbolunu oynuyordu . Balkanlar esintili kendine has tekniği ile Nadal ve Ferrer'i çaresizlik içinde bırakmıştı . Bu dünyadan olmayan futboluyla bizi bugün büyüleyen Barcelona'nın hocası Guardiola bile bu maçta sefilleri oynamıştı . 4-4-2'li Mian 4-3-3'lü Barcelona karşısında futbol resitali veriyordu . Savicevic'in oyunu golle süslemesi gerekiyordu ve bunu da yaptı . Zubizaretta'yı aşırtma bir vuruşla avladı ve Milan daha hemen ikinci yarının başlarında skoru 3-0 yapmıştı . Bu gerçekten inanılmaz bir skordu . Çünkü Avrupa'da yaşayan Ademoğulları böyle bir skoru akıllarının ucundan bile geçirmemişlerdi . Milan Barcelona defansında yaşanan gedikleri acımasızca cezalandırmıştı . Desailly son kurşunu sıktıktan sonra artık oyunun tadı kaçmıştı , çünkü maçın bitmesine daha yarım saat varken ortaya çıkan 4-0 lık tablo Katalanların şevkini kırmıştı , hatta tribünler yavaştan topuklamaya başladı .İki yıl önce Sampdoria'yı devirip bu kupaya erişen Barcelona ve bir sene önce Marsilya'ya finalde boyun eğen Milan Atina'da karşılaştılar ve maç sona erdi . Herkes hücum futbolu oynayan takımın kazanacağını varsaymıştı . Varsayımları doğru da çıktı fakat bu futbolu Milan'ın oynayacağını kimse düşünememişti . Barcelona tarafının şikayet edecek hali yoktu çünkü onlar kendilerinden daha iyi oynayan bir takıma yenilmişti. Milan Avrupa'nın en büyüğü olmuştu .
Not : O yıl eleme grubunda Barcelona'nın G.Saray ile aynı grupta mücadele ettiğini de hatırlatalım . İstanbul'daki maç 0-0 berabere bitmiş Nou Camp'taki maç Amor , Koeman ve Eusebio'nun golleriyle 3-0 sona ermişti.
18 Mayıs 1994
Milan :
Rossi, Tassotti, Panucci, Albertini, Galli, Maldini (Nava), Donadoni , Desailly, Boban ,Savicevic , Massaro
Barcelona : Zubizarreta , Ferrer, Guardiola, Nadal , Koeman ,Bakero , Sergi (Estebaranz),Stoichkov , Amor ,Romario ,Begiristain
GOLLER: Dk.22 ve 45 Massaro , Dk. 47 Savicevic , Dk 59 Desailly

Hiç yorum yok: