30 Nisan 2008 Çarşamba
Top cambazı
İnsanın başına bir şeyler geldi mi üst üste geliyor işte. Ronaldo sakatlandıktan sonra Brezilya'da başka bir sakatlık onu karşıladı .Hemde ne sakatlık . Herkesin bildiği malum olay , travestilerle adı çıktı ele güne rezil oldu . Özrü kabahatinden büyük misali , travesti olduklarını bilmiyordum ben bu fahişelerin demiş . Nedense Brezilya'lılar bu tip olayların baş aktörleri arasında . Önce Love, sonra Robinho , Ronaldinho derken ve en sonunda Ronaldo kadroyu tamamlamaya çalışmış. Ronaldo'nun olayı beni çok güldürdü, bu adam artık yavaş yavaş top oynamayı unutuyor , başka toplarla oynamaya başlamış . Nerden nereye işte ....
29 Nisan 2008 Salı
Şampiyonlar Ligi YARI FİNAL: 30.04.2008
MAN.UNITED 1 - 0 BARCELONAGol : Dk. 14 Paul Scholes
Manchester United: Van der Sar, Hargreaves, Ferdinand, Brown, Evra(Silvestre), Park, Scholes(Fletcher), Carrick, Nani(Giggs), Ronaldo, Tevez.
Barcelona: Valdes, Zambrotta, Puyol, Milito, Abidal, Toure Yaya(Gudjohnsen), Messi, Xavi, Deco, Iniesta(Iniesta), Eto'o(Krkic).
Tek kelimeyle harika bir maçtı . Yemin ederim son 10 dakikada kalbimin hızlı hızlı atmasına engel olamadım .Barcelona'nın elenmesine çok üzüldüm çünkü Messi'yi bir daha izleme şansının kaybettik iyi mi? Bu kadar rahatlıkla adam geçen bir adam yok şu anda. Gerçekten Messi çalımları , pasları ve hızı ile oturup sabaha kadar izlenecek bir futbolcu . Ronaldo inanın onun yanında sönük kaldı bu gecede . Manchester Scholes'un harika golüyle maçı kazandı ve geri kalan dakikalarda Barça'nın tırnak yedirten baskısı ve Manchester United'ın cansiparane oyunu vardı . Ronaldo ve Zambrotta'nın ikili mücadeleleri görülmeye değerdi . Uzak doğulu Park çalışkanlığı ve dinamizmi ile takıma en çok katkıda bulanan isimlerden biriydi. İki İngiliz takımının finalde oynaması garanti oldu ve aslına bakarsanız hiçte arzu etmediğim bir durumdu bu . İngilizlerin son yıllardaki inanılmaz başarıları karşısında , diğer Avrupa ülkelerinin oturup düşünmesi gereken çok şeyi var galiba . İngilizler hakikaten aldı başını gidiyor . Bu arada Barça da koskoca bir sezonu böylece heba etmiş oldu . Rijkaard yavaş yavaş valizlerini toplasın , İspanya havası bu kadar yeter gayri ...
27 Nisan 2008 Pazar
Galatasaray 1 - 0 Fenerbahçe
Galatasaray yine her zamanki gibi ilk dakikalara yoğun presle başladı . Fenerbahçeli futbolcuların ikili mücadelerde G.Saray'a göre daha zayıf olması ve özellikle Maldanado'nun maç boyunca pres karşısında aciz kalması orta saha üstünlüğünü sarı kırmızılılara verdi . Maldanado'nun rezil futbolu Aurelio'nun da kapasitesini azalttı bugün . Baskı kurmasına rağmen Ümit Karan'ın direkten dönen topu dışında cılız pozisyonları vardı G.Saray'ın . Hal böyleyken Fenerbahçe sanki rakibinden 4-5 puan öndeymiş gibi lakayıt ve güçsüz bir görüntü verdi .Maç boyunca bir tek Alex'in ciddi pozisyonu vardı . Aslına bakarsanız G.Saray dersini iyi çalışmış , Fenerbahçeyi iyi sindirmişti . Fenerbahçe'nin böylesine önemli bir maçta bu kötü futbolu oynamasını birazda G.Saray'ın arzulu oyununa vermek lazım . Kanatlarını bu sene çok iyi kullanan Fenerbahçe'nin burada sefilleri oynaması onlar adına pozisyon fakirliğinin başlıca sebeplerinden biriydi . Mehmet Topal'ın her zamanki gibi arı kıvamındaki çalışkanlığı, Arda'nın kalabalığı karıştıran oyunu , Sabri'nin ciğerlerini patlatırcasına çok koşması ve Servet'in fantastik performansı takıma çok şey kattı . Golde Volkan'ın büyük hatası vardı , ve Nonda da takipçiliğinin semeresini bu pozisyonda aldı . G.Saray belkide ligin en önemli maçını hakederek aldı ve gelecek hafta Sivas'ta bir beraberlik kontenjanlı bir durum yakaladı . Fenerbahçeliler eminim Ankara'da kaçan penaltıya ve Kezman'a iyi saydırıyordur .Galiba şampiyonu bu maç tescil edecek , hatta etti gibi bir şey...STAT: Ali Sami Yen
HAKEMLER: Fırat Aydınus , Bülent Gökçü , Serkan Ok
GALATASARAY: Aykut , Sabri (Mehmet Güven dk. 90+1), Emre , Servet , Hakan Balta , Barış , Ayhan , Mehmet Topal , Arda , Nonda (Hakan Şükür dk. 62), Ümit Karan (Song dk. 78)YEDEKLER: Orkun, Hasan Şaş, Bouzid, Volkan Yaman
TEKNİK DİREKTÖR: Cevat Güler
FENERBAHÇE: Volkan Demirel , Gökhan , Lugano (Yasin dk. 43), Edu , Uğur Boral (Vederson dk. 73), Kazım (Semih dk. 58), Aurelio , Maldonado , Deivid , Alex , Kezman
YEDEKLER: Serdar, Ali Bilgin, Selçuk, Gürhan
TEKNİK DİREKTÖR: Arthur Zico
GOL: Nonda (dk. 37)
SARI KARTLAR: Ümit Karan, Mehmet Topal (Galatasaray)
26 Nisan 2008 Cumartesi
Bitsin bu azap ...
Şu lig bitsinde bu azaptan kurtulalım diyen Barcelona'lı futbolcular La Liga'yı tamamen kafalarından silmiş görünüyorlar . Deportivo karşısında alınan 2-0 'lık mağlubiyet futbolcuların akıllarının Old Trafford'da olduğunun bir kanıtı . Öyleki sahaya çıkan Barça'nın yedekleri bile şaşkınları oynadı . Rijkaard da onlara katılanlardandı . Manchester'da sıkı bir maç onları bekliyor . La Liga'yı CL şampiyonluğuyla telafi etmeleri şampiyonluğun en büyük adayı Real'in fiyakasını iyi söndürücektir . Futbolcularda bunu biliyor olsa gerek ...
Ulen ben senin....
Resimler Sun gazetesinden. Chelsea-M.United maçından sonra gevşeme idmanı için sahaya çıkan United'lı futbolcular zeminden sorumlu görevliler tarafından sahayı terketmeleri için uyarılıyor . ''Sahanız kadar konuşun ulen !'' diyen Evra tutmayın len beni diyerek Stamford Bridge'in yeşil çimlerinden sorumlu devlet bakanı aşağıdaki dombiliye saldırıyor . Dombili zaten Ballack alayınızı ...ti, şimdi de ben .... der gibi bir bakış atmış ...
Chelsea 2 - 1 M.United
Öncelikle şunu belirteyim ki gündüz oynanan büyük maçlara bayılıyorum . Adada sezonun en önemli maçı onların saatine göre 12.45'te pırıl pırıl güneşli bir ortamda oynandı .Türkiye'de gündüz oynanan en son derbi Olimpiyat stadında 2-2 biten G.Saray - F.bahçe maçıydı . Ve gayet güzeldi de . Kimse bana ülkemizin ikliminden bahsetmesin , çünkü Nisan ayındayız ve hava da öyle çok sıcak değil . Elektrik tasarrufundan ziyade , gündüz maçlarının güzelliği ve havası başka oluyor . Maça dönecek olursak ; United'ın kadroyu görünce bu Ferguson çıldırmış olmalı dedim kendi kendime ve aslında biraz da Fergie'ye saygım arttı . Bu kadar önemli bir maçta bir çok adamını kesmesi ve yedeklerine güvenmesini cesaretine veriyorum . Chelsea maçı daha çok isteyen taraftı vekazandı da . Ballack şiir gigi top oynadı ve Mourinho'nun gitmesi en çok ona yaradı . Takımı bir çok maçta olduğu gibi ipten almaya devam etti . Scheva'nın ve Cole'un son dakikalarda çizgiden çıkardığı iki top maçın kader anlarındandı . Avram Grant zorluk decesi yüksek maçlardan ite kaka da olsa başarılı olmaya devam ediyor ve olası bir şampiyonlukta Chelsea'ye kazık çakar bir yere gitmez . Son iki hafta da gülen United olur ligi bitirir diye düşünüyorum ...
Modric
Hırvatistan futbolunun parlayan yıldızlarından Luca Modric seneye Tottenham forması giyecekmiş . Kulüp resmen anlaştığını bildirmiş medyaya. EURO 2008 elemelerinde Wembley'de İngiliz milli takımına karşı oynadığı futbol özellikle adadaki kulüplerin dikkatini çekmişti .Ne yalan söyleyeyim bu vatandaşı tam olarak tanımıyorum , biraz web'den onun hakkında bir şeyler kaptık . Newcastle menejeri Keegan'ın da istediği adamlardanmış .İyi ki de oraya gitmemiş , futboldaan soğurdu herhalde orada .Yazın Hırvat maçlarını izleren ona da bir göz atarız artık ...
Maç saati
Hep deriz İngiltere'de adamlar zırt pırt maç yapıyor , hafta içi hafta sonu. Onlar gıkını bile çıkarmaz , bizimkiler hep dırdır eder veya maçımız iptal edilsin . Alex Ferguson bu inanışın aksine bugün oynanacak Chelsea maçı için İngiliz federasyonuna ve maçları veren SKY kanalına vermiş veriştirmiş . Hafta içi iki takımda Şampiyonlar Ligi mücadelesi vermiş ve United Barcelona deplasmanına gitmiş , Chelsea ise adadan ayrılmamıştı . Bu maçın televizyon naklen yayın kuralları dolayısıyla Cumartesi oynanacak olması Ferguson'u çileden çıkarmış . Chelsea maçını Salı oynamış , biz Çarşamba . Deplasman yolculuğuda bu işin cabası .Biz iki buçuk gün dinlenirken , Chelsea tam dört gün tatil yapıp bu maça daha iyi hazırlanıyor diyen Fergie , bu haksızlığın geçen sene de Milan maçı öncesi yaşandığını söylemiş. Geçen sene fikstürden ve maç saatlerinden en şikayetçi isim Mourinho'ydu . Avram Grant'ın da bu konuda beyanatları vardı . Maç trafiği yoğun olan büyük kulüpler en çok dert yananlar . Televizyon şirketleri sizin anlayacağınız maç saatlerini belirleyen yegane kurum oldu günümüzde . Milyar dolarların döndüğü naklen maç yayınlarında teknik adamlar şunu demiş bunu demiş hiç umurlarında mı olur . Yayına devam ....
24 Nisan 2008 Perşembe
UEFA Kupası Yarı Final Maçları
BAYERN MÜNİH 1 - 1 ZENİT St. PETERSBURGGoller : Dk.18 Ribery / Dk.60 Lucio (kk)
Bayern Münih: Kahn (Rensing) – Lahm (Kroos), Lucio, Demichelis, Jansen – Schweinsteiger (Lell), van Bommel, Zé Roberto, Ribéry – Klose, Podolski
Zenit St. Petersburg: Malafeev – Ricksen, Shirokov, Krizanac, Sirl – Tymoshchuck – Denisov, Zyryanov, Fayzulin – Pogrebnyak, Arshavin
GLASGOW RANGERS 0 - 0 FIORENTINAGlascow Rangers: Alexander, Broadfoot, Weir, Cuellar, Papac, Whittaker, Dailly, Hemdani, Davis, Novo (Buffel), Darcheville (Cousin)
Fiorentina: Frey, Jorgensen, Gamberini, Ujfalusi, Gobbi, Kuzmanovic, Liverani, Montolivo, Santana, Pazzini (Vieri ), Mutu
23 Nisan 2008 Çarşamba
Şampiyonlar Ligi YARI FİNAL: 23.04.2008
BARCELONA 0 - 0 MANCHESTER UNITEDBARCELONA:Valdez ,Zambrotta,Marquez,Milito,Abidal,Xavi ,Y.Toure,Deco(Henry),Iniesta,Eto'o,Messi(Krkic)
MANCHESTER UNITED: Van der Sar,Hargreaves,Ferdinand,Brown,Evra,Ronaldo,Carrick,Scholes,Park J,Tevez(Giggs),Rooney(Nani)
Uzun zamandır Manchester United'ı kendi sahasına bu kadar hapsolmuş bir şekilde görmemiştim . Barcalona'nın usta ayakları kısa seri pasları o kadar iyi yapıyordu ki eksik olan tek şey goldü . Ronaldo maçın başında penaltıyı atsaydı eminim maç bir kaç gole daha gebe olacaktı . Manchester silik bir futbol oynadı fakat savunması bir o kadar iyi ve kalabalıktı . Ferdinand ve Evra takımın en ço göze batanlarındandı .Penaltıyı kaçırmasına rağmen Ronaldo takımın en iyisiydi. Rooney ve Tevez sahada dolandı durdu ve sadece rakibin oyununu izlediler . Messi'nin oyundan alınırkenki hali maçın en heyecanlı yerinde annesi tarafından yemeğe zorla çağrılan küçük bir çocuk gibiydi . Rijkaard ne kadar teselli etmeye çalışsada Messi'nin içinden Rijkaard'a saydırdığından eminim. Sonu gelmeyen Barcelona ataklarının Messi çıktıktan sonra kesildiği bir gerçekti . Manchester bu oyunla belkide alabileceği en iyi skorla İspanya'dan ayrıldı .Old Trafford'da final çığlıkları atacaklar gibi bir his var içimde.
Abartmayın yahu!
''Bir gün bu ülkenin başına (daha) büyük dertler açılırsa, kardeş kardeşe düşmanca davranırsa, rejim sallanır halk yerlerde yuvarlanırsa, bilin ki, Hakan Şükür’ün bunda çok emeği olacaktır! ''OHAA ! derim başka bir şey demem . Yukarıdaki sözler Milliyet gazetesinden Ercan Güven'e ait . Daha bunun gibi bir çok reaksiyon mevcut medyada . İrtica naraları atmaya başlayan medyanın sıradan bir röportajı bu kadar abartmaları düşmanlık garez ve kinden başka bir şey değil maalesef . Peygamber efendimizi kullanarak barış ve hoşgörü temelli kendi çapında sıradan bir mesaj vermiştir Şükür . Versin , kötü mü etmiştir ? Ne oldu şimdi ? Hatırlıyorum da Brezilya milli takımı Konfederasyon finalinde Arjantin'i dörtledikten sonra maçtan sonra sahanın ortasında resmen ayin yapmışlardı . Daha yakın zamanda en iyi futbolcu seçilen Kaka'nın formasının altındaki İsa hayranlığı hepimizin bildiği bir olay değil mi ? Kezman'ın koskocaman İsa t-shirt'lü gol sevinci hiç mi gözlerden kaçmadı . Futbolun Matrix'i Maradona'nın kolundaki Che dövmesi ve Castro hayranlığı insanlara batıyor mu hiç ? Sahada dolanan budizm yanlısı futbolcuların barış ve sevgi açıklamaları hiç mi gündeme gelmiyor .Ülkemizde oynayan yabancı futbolcuların istavrozları sıradan değil midir bizim için ? Burda Hakan'ı ya da inançlı kişilerin avukatlığını yapmıyorum . Ama düşünce özgürlüğünden dem vuran medyanın din ve inanç konusundaki katı ve sert tavrını bir türlü anlayamıyorum . Sevin ya da sevmeyin Hakan Şükür bu ülkenin futbol tarihine ve kültürüne bomba gibi oturan bir futbolcudur .Ama herşeyden önce o bir insan . Herkes gibi kendi doğrularında demeç vermiştir , katılın ya da katılmayın . Bu bir görüştür . Spora dini karıştırmasın diyenler söyleyin Allahaşkına din öyle ya da böyle tüm dünyada herşeyin içinde değil midir ? Kutuplaşma derken asıl kutupları kendilerinin yarattığından farkında olmayanlar bırakın herkes istediği gibi takılsın hayatına . Durup dururken dertsiz başımıza dert almayalım ,haber yapıcam diye pireyi deve yapanlar , futboldan elinizi çekin Allahaşkına, daha şimdiden hafta sonundaki derbide gerginlik tohumu atanların bizzat kendileri olduğunun bir zahmet farkına varıverin ...
22 Nisan 2008 Salı
Şampiyonlar Ligi YARI FİNAL: 22.04.2008
LIVERPOOL 1 - 1 CHELSEA
Goller : Dk.42 Kuijt / Dk. 90+4 Riise (kk)
Liverpool: Reina, Arbeloa, Carragher, Skrtel, Aurelio(Riise), Kuyt, Alonso, Mascherano, Babel(Beneyoun), Gerrard, Torres.
Chelsea: Cech, Ferreira, Carvalho, Terry, Ashley Cole(Kalou), Lampard, Makelele, Ballack(Anelka), Joe Cole, Drogba, Malouda.
Chelsea artık gelenek haline dönüşmesinden korktuğu yarı final hezimetlerinden kurtulabilmek için maçı çok ciddiye aldığını gösterdi . Liverpool baskın bir futbol oynuyor gibi gözükse de oyunu kilitleyen istediğini yapan Chelsea vardı sahada. Liverpool golü bulduktan sonra 2.yarıda da güzel fırsatlar yakaladı fakat ,Terry'nin harika savunması , Makelele'nin takımı rahatlatan çalışkanlığı ve Lampard'ın gol pozisyonlarında etkisiz olmasına rağmen ortada hakimiyet kurması Chelsea adına göze batanlardı . Liverpool'da Torres bir şeyler yapmaya çabaladı , son dakikalarda Cech'in mükemmel bir şekilde karşıladığı şutunu gole çevirebilseydi olay bitmişti . Savunmada Skrtel Drogba'yı sahadan resmen sildi . Riise'nin son saniyelerdeki ters vuruşu Londra'daki 2.maça daha da heyecan katacak . Avram Grant ile savunma konusunda sert bir kimliğe bürünen Chelsea'de galiba Mourinho'nun yapamadığını İsrailli teknik adam yapacak gibi ...
Gidecek misin?
Hani bir oyuncu o takımdan başka hiç bir takıma yakışmaz denilen oyuncu tipi vardır ya , benim için Maldini'den sonra Gattuso Milan'da bu kategoriye giren oyuncular arasındadır . Berbat bir sezon geçiren Milan'da adı gönderilecekler arasında sayılan Gattuso'nun başka bir takımda oynarsa sihrinin kaçacağına inananlardanım . Orta sahada kızgın suratıyla rakip oyuncudan tahsilat veya haraç alan bir görüntüye bürünen ve hırsıyla rakibini susturan bu Sicilyalının Milan'dan giderse eğer yazık olacağını düşünüyorum . Gerçi B.Münih'ten Luca Toni gel buraya , kardeş kardeş oynayalım beraber demiş demesine ama , Gattuso'yu artık farklı bir formada görmeyi pek içime sindiremiyorum . Bakalım gelecek neyi gösterecek ?
Koeman
Koeman Valencia'dan şutlandıktan sonra demiş ki ''Buradan, Kral Kupasını kazanmış olmanın verdiği gururla ayrılıyorum. Valencia’da iyi bir tecrübe edindim ancak hayallerimi gerçekleştiremedim''. Küme düşme potasına saplanan Valencia kazaran küme düşerse eğer , Koeman o zaman kral kupasını Teneke Kupası'na çevirir , İspanya'nın sayılı teknik adamlarının arasına girer bir şekilde ...
21 Nisan 2008 Pazartesi
Le Guen & PSG
Hani futbolda dün yoktur bugün vardır derler ya, bunun en güzel örneğini Fransa da Paris St Germain veriyor . Takımın başındaki Le Guen yıllar önce Lyon'un ateşini yakan ve 3 sene üst üste takımı şampiyon yapan Fransa'nın Fatih Terim'iydi . O Lyon'dan ayrıldı, Lyon hala şampiyon olmaya devam ediyor ; fakat efsane Lyon'u yaratan adam diyebiliriz onun için . Le Guen efsanelerle olmaya devam ediyor . PSG efsaneside onunla yıkılmak üzere çünkü takımı düştü düşecek . Paris St-Germain'de başarısızlıklar, Başkan'ın kellesini de götürdü. Başkan Alain Cayzac istifasına sundu .Le Guen hala takımın başında ve Paris'te kazan fokur fokur kaynıyor . Le Guen belkide hayatının en kötü günlerini burada yaşıyor ...
Anket sonucu
Ligimizin kalitesini sordum, benimle beraber 41 kişi oy kullanmış . Ucu ucuna da olsa orta yolu bulduğumuz bir sonuca vardık . Avrupa'nın diğer liglerinde oynanan futbol kalitesini kabul etmemek elde değil ama çoğu ülkede şampiyonların açık ara önde gittiği ve kalitenin yüksek heyecanın az olduğu bir sene yaşadık bu sene .Ülkemizde ise tam tersi bir durum var ; kalite düşük ama heyecan diğer liglere göre çok çok iyi .Sivasspor'un da bu heyacana katkıda bulunacağı hiç aklıma gelmezdi . Ligimizi mükemmel olarak değerlendirenler de yo değil ...20 Nisan 2008 Pazar
Galatasaray 3 - 0 İstanbul B.B.S.
Galatasaray bugün umduğundan kolay bir galibiyet aldı . Belediye'nin fos çıktığı , Lincoln'ün tekme tokat maçın yıldızı olduğu sıradan bir maç oldu . Olimpiyat stadı yeri ve ambiyansı bakımından kötü olabilir fakat düzgün zeminiyle G.Saray'ın pas trafiğini kolaylaştıran bir staddı bugün . G.Saray'ın golü erken bulması da zoru kolay yaptı fakat Belediye'nin pek G.Saray'ın üstüne gelmeye niyeti yok gibiydi açıkçası . Necati, Servet ve Emre'nin hırçın savunmasında çaresizleri oynadı . Ayhan pek fazla yırtıcı ve hırslı değildi geçen haftaya göre. Lincoln Kalli gittikten sonra kendini gerçekten bulmaya başladı . Attığı acaip golde ve attırdığı golde zaten maçı koparmıştı . Lincoln ikili mücadelerde kendini genelde yerde buluyor , biraz zayıf kalıyor açıkçası .Ama şu son haftalarda Lincoln'e yapılan hareketler ve fauller onu şamar oğlanına çevirmiş durumda. Hakemlerin bariz pozisyonları görmeyip devam ettirmesine anlam veremiyorum ve Lincoln'ün sabrına da gerçekten şaşırıyorum . Haftaya Sami Yen'de iki takımdan birisi için THE END yaşanabilir . Heyecanlı ve stresli bir hafta bizleri bekliyor , bu maçı belki de en rahat Sivaslılar izler herhalde ...Şampiyon PSV !
Avrupa liglerinde şampiyonlar artık patır patır dökülmeye başlıyor . Bugün de Hollanda Liginde PSV Eindhoven üst üste 4.kez zafere uzandı . Vitesse Arnhem'ı tek golle geçerek Ajax'ın önünde ligi bitirdiler . Ajax Heracles Almelo'yu beşledi beşlemesine fakat bu yeterli olmadı . PSV Hollanda'da al gülüm ver gülüm şampiyonluklarına devam ediyor . Bakalım seneye Van Basten Ajax'a derman olacak mı ? Bu arada tepsi şeklindeki kupalarada ayrı bir gıcık oluyorum . Kupa dediğin şöyle sapından tutulmalı , adam gibi dolaştırılmalı, dimi yani :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)