Fransız futboluna damga vuran 5 adamı say deseler , 5'in içinde rahatlıkla onu koyabilirim . Didier Deschamps sadece futbolculuğu ile değil üstün teknik adamlık becerileriyle donanımlı şahsına münhasır bir Fransız. 98'de TRT spikerlerinin ismini telaffuz ederken izleyicilere kurdeşen döktürmesini hala unutamıyorum . Deschamps dünya futbolunun en önemli kupalarının kulplarını sıkı sıkı kavramış ender adamlardan birisi .
Didier spor hayatına aslında bir rugby oyuncusu olarak girmiş. Gariptir, futbol scoutları onu rugby oynarken keşfetmiş ve Deschamps bir anda kendini Nantes takımında bulmuş . 15 yaşında Nantes formasıyla lige giriş yapmış. Nantes formasıyla gösterdiği performans onu ileride dünyada tanınmış bir futbolcu olmasına vesile olacak Marsilya'ya sürükler . Marsilya'ya geldiğinde 20 yaşındadır . İlk senesinde yeterince forma şansı bulamaz , fakat yetenekleri gün gibi açık olan Didier'in bir seneliğine Bordeaux'a gönderilmrsine karar verilir . 1 sene sonra tekrar Marsilya'ya döndüğünde hem onun hem de Marsilya için güzel günler başlar .Marsilya forması altında Şampiyonlar Ligini semaya doğru kaldıran en genç kaptan futbolcu payesine erişir . Kupayı kaldırdığında 25 yaşında kaptandı . 93 yılında Münih Olimpiyat Stadında Milan ile oynanan maçta tek gol Boli'den gelir . Eski Marsilya'lı Jean Pierre Papin, Van Basten , Rijkaard ,Donadoni ve Massaro'nun beraberlik çabalarına fazlasıyla karşı koyan bir kaptan vardır sahada . Gelecekte Blanc'ın kel kafasına öpücükler konduracağı saçlı(!)Barthez'in harika kurtarışları ile birlikte Fransızlar CL'nin sahibi olur . Marsilya rüya alemindeki bu günlerden bir şok ile uyanır. Başkan Bernard Tapie'nin Fransa Liginde karıştığı şike skandalları ayyuka çıkınca ,Marsilya'nın elinden Lig Şampiyonluğu alınır ,küme düşürülür ve 1 sene Avrupa'dan men edilir. Allahtan CL kupasına dokunulmaz ve Deschamps'ın kariyerinde bu kupa pırıl pırıl parıldar . Alt ligde oynamak istemeyen Deschamps ertesi sene kapağı İtalya'ya Juventus'a atar . İtalyan temsilcisinin de yıllar sonra bir alt lige düşürülüp , onun teknik adamlığı sayesinde tekrar Serie A'ya döneceğinden habersizdir tabiki de. İtalya kariyeri kupacıklarına kupa katmıştır. 3 adet Serie A Şampiyonluğunun yanısıra , 2. Şampiyonlar Ligi Kupası ve Kıtalararası Şampiyonluğu da Torino yıllarında peydah olmuştur. Sert İtalyan futbolu onu daha da sertleştirmiş ve ikili mücadelerde genelde galip ayrılan ve akıcı paslarıyla oyunu çok iyi süzen , dünyanın gördüğü en büyük defansif orta saha elemanlarından birisi olmuştur. 1 senelik ada günleri (Chelsea) ve 1 sene de İspanya deneyimi (Valencia) ile 32 yaşında (bence onun gibi bir adam için çok erken) futbola veda etmiştir . Kariyeri boyunca 3'ü futbolculuğunda 1 de teknik adamlığında olmak üzere 4 CL finali yaşadı . Gerçi Valencia-Bayern finalinde yedekti ama , bu onun final görmediği anlamına gelmez. 2004 yılında Monaco'ya oynattığı futbol onu Cl finaline sürükledi . Monaco'nun finalde Mourinho'lu Porto'ya 3-0 yenilmesi hiç te önemli değildi ,çünkü Deschamps'ın Monaco'su finale gelene kadar sürpriz işler becermiş ve saygı duyulan bir ekip olmuştu .Onun futbol hayatına en çok anlam katan hadise tabiki de 98'deki Dünya Kupasıydı . Didier'i ilk defa Milli takım kadrosuna sokan adam Platini idi . Les Blues formasını ilk giydiği sıralarda , milli takım sefilleri oynuyordu. Çünkü hem 90 hem de 94 Dünya Kupasına Fransa katılamamıştı. Takımın başına geçen Aime Jacquet , Eric Cantona -Papin ve Ginola gibi yıldızları takımdan azletti . Onların yerine Zidane, Deschamps ve Henry gibi yeni kan genç futbolcuları yerleştirdi . İşte o vakitten sonra Fransa'nın altın nesli futbolda sahne almaya başladı . 98 yılında Paris'te Dünya Kupasını kaldıran eller kaptan Deschamps'a aitti . 2 sene sonra aynı eller Avrupa Kupasını kaldırmış , Deschamps ve Zidane'ın Fransa'sı bulutların üzerinde uçuyordu . Fransa formasını bıraktığını açıkladığında 103. kez milli olmuştu.
Şimdilerde Marsilya'nın hocalığını yapan Deschamps futbol hayatındaki yıldızlı performansını teknik adamlığında da göstermek istiyor. Yakın gelecekte milli takımın başına geçebileceğini düşündüğüm isimlerden birisi kendisi. Gösterişsiz ve sade futbolunu son derece verimli ve yerinde kullanan ender isimlerden birisi olarak , Fransız futbolunun mihenk taşlarından Didier Deschamps hafızalardan kolay kolay silinmeyecek ...
1 yorum:
kardeş benim bloğu senin bloga eklermisin adı futbolkolik http://futbol-futbolkolik.blogspot.com/
Yorum Gönder