23 Mart 2010 Salı

Non-Flying Dutchman : Dennis Bergkamp

Futbol dünyası ona “Non-Flying Dutchman, Iceman, Dutchmaster, Bergy ve Dennis The Menace” lakaplarını yakıştırdı. Fakat en çok göze çarpan ismi “God” oldu. Tanrı anlamına gelen bu yakıştırma aslında son derece dini inançlarına bağlı olan Bergkamp’ı bir hayli rahatsız etse de onu izlemeye gelen çoğu taraftarın sırtında 10 numaralı God forması vardı. Topu kontrolü, pasları, son vuruşları ve driplingleriyle Hollanda futbolunun göze çarpan en keskin simalarından birisi oldu Dennis Nicolaas Maria Bergkamp. Dennis Bergkamp 10 Mayıs 1969 yılında Amsterdam’da doğdu . Ailesi de tam bir futbol manyağı olduğu için çocuklarına hayranı oldukları Manchester United’ın İskoç futbolcusu Denis Law’un ismini verdi . Hep nüfus idaresi bizim buralarda yanlış yapacak değil ya , nüfusta yanlışlıkla ismi Dennis (çift n’li)olarak kaydedildi . 12 yaşında ülkenin en büyük futbol ocaklarından birisi olan Ajax ile tanıştı. Onu Ajax’a kazandıran isim Sarı Fare Johan Cruyff idi .Ajax’ın formasını resmi olarak giydiğinde 17 yaşındaydı ve o sene 14 kez takımda görev aldı . 1987 yılında o zamanın Kupa Galipleri Kupası finalinde Ajax’ın Lokomotiv Leipzig takımını devirdiği maçta yedek olarak sonradan oyuna girdi ve bu onun ilk başarısıydı .
Ertesi yıl takımının değişmez ismi oldu ve 1986 – 1993 yılları arasında 1 Lig , 1 Uefa Kupası ve bir de KNVB Kupası kaldırdı , 3 kez gol kralı oldu . Hollanda’nın parlayan yıldızı , zamanın futbol merkezi Serie A’nın ilgisini çekti ve 1993 yazında takım arkadaşı Wim Jonk ile beraber Inter’e transfer oldu . 12 milyon pound’a Inter’e transfer olduğunda Lentini’den sonra dünyanın en pahalı futbolcusuydu . Fakat İtalya’da renkli anıları pek fazla olmadı desek yeridir . Çünkü Çizme’nin o zamanlar revaçta olan sert ve katı futboluna alışmakta zorlandı . 50 maçta attığı 11 gol İtalyanları tatmin etmedi . Maliyetinden dolayı beklentiler fazlaydı ve İtalyan medyası onun oyunundan dolayı kıyasıya eleştirdi . Hatta İtalya’da haftanın en kötü futbolcusu (Donky of the week)ödülü haftanın Bergkamp’ı olarak değiştirildi ve bu durum onu fazlasıyla üzdü ve strese soktu . Mutsuz geçen 2 yıllık İtalya macerasından sonra Arsenal imdadına yetişti . Arsenal menejeri Bruce Rioch ısrarla Hollandalı’yı takımına katmak istedi ve bu ısrarının semeresini Gunners yakın gelecekte fazlasıyla görecekti . Bergkamp kendisine daha çok yakışan ada futbolunun ilk 6 haftasında golle buluşamadı . 7. maçında golle tanıştığında Arsenal’in efsane forveti Ian Wright ile birlikte mükemmel bir uyum yakaladı . Bergkamp’ın ada futboluna transferi bir başka açıdan çok önemliydi . Meşhur Heysel faciasından sonra İngiltere topraklarına ayak basan ilk star futbolcuydu . Üzerine ölü toprağı serpilmiş Arsenal’i canlandıran da yine Hollandalı oldu. Bergkamp en güzel yıllarını Arsene Wenger ile yaşadı . 1997-98 sezonunda Wenger’in forvet arkasında (supporter diyoruz şimdi) verdiği görev ile Arsenal’i resmen uçurdu. Günümüzde bile İngiltere’de çoğu kişi onu adaya gelen en iyi yabancı futbolcu olarak değerlendirir . Bergkamp uzun boyu ve güçlü yapısına kıvrak bileklerini de ekleyince tadından yenmez bir futbolcu oluyordu . Hele 2002’de Newcastle’a attığı gol var ki , tam bir zeka ürünüydü . Aşağıda bir izleyin derim . Çalımı yiyen Dabizas’ın rüyalarına karabasan olarak hala girdiğini iddia ediyorum .

Bergkamp’ın ada başarılarının Avrupa mücadelelerine yansıdığını pek söylemeyebiliriz. Ajax ve Inter’de oynarken ulaştığı UEFA zaferinin üçüncüsüne G.Saraylı futbolcuların penaltılarının engel olduğunu unutmayalım . Bergkamp’ın milli takım kariyeri boyunca kupası bulunmuyor ama yaşadığı çok tatlı anıları var . İlk kez 1990 yılında İtalya’ya karşı milli formayı giyen Bergkamp’ın ilk büyük turnuvası EURO 92 oldu.Burada Van Basten ile forveti paylaşan Bergkamp’ın Hollandası , yarı finalde şampiyon Danimarka’ya penaltılarla elendi . Bu maçta Bergkamp birisi penaltı atışları olmak üzere iki gol atmıştı . 94 Dünya Kupası’nda Şampiyon Brezilya’nın az daha canını yakıyordu fakat maç 3-2 Brezilya’nın lehineydi . EURO 96’da yine elenen taraf portakallar olmuş , Denis Bergkamp ancak 1 gol atabilmişti . 98 Fransa Dünya Kupasında Arjantin’e attığı gol klasiklerden birisi olmuştur. Frank De Boer’ in nerdeyse 60 m.lik pasını ustalıkla kontrol etmiş , Ayala’yı bakkala göndermiş ve topu tavana takmıştı hatırlarsanız . En son EURO 2000’e katılan Bergkamp kendi ülkesinde favori gösterilmelerine rağmen yarı finalde penaltı atışlarında İtalya’ya engel olamamıştır.
2002 Dünya Kupasına katılmayı çok istemiş ama gidememiştir. Bunun sebebi sakatlığı değil herkes tarafından bilinen meşhur uçuş fobisidir. Japonya ve G.Kore’de ki turnuva için Bergkamp’ın saatlerce uçması gerekmektedir. Uçuş korkusunun kökenlerinin 1994 Amerika Dünya Kupasına dayandığı söylenmektedir. Milli takım uçağında futbolcularla beraber uçacak gazetecilerden birisi uçağın bekleme nedeni olarak bomba ihbarı olduğunu söyleyince Bergkamp o günlerden beri uçaktan ve uçmaktan nefret eder , uçuş fobisi başlar . Onun bu uçuş korkusu Arsenal ve Milli takımın uzak deplasmanlarından alıkoyar . İngiltere’de bile Bergkamp’ın sürekli trenleri kullandığı çok iyi bilinir. Uçma korkusuna hitaben ona Non-Flying Dutchman lakabı yakıştırılır.Arsenal yıllarına geri dönecek olursak ; o her zaman sahada arkadaşlarının en güvendiği isimlerden birisi olmuştur . Onun sahadaki varlığı Henry ve arkadaşlarını hep ihya etmiştir. Hatta hemşosu Overmars sahada sürekli topa ona atmasından dolayı bazen kalaylanmıştır .
Evli ve 4 çocuk babası olan Bergkamp 20 yıllık profesyonel hayatına 2006 yılında nokta koymuştur. Son veda maçı harika görüntülere sahne olmuş , bir çok Arsenal taraftarı o müthiş günü unutamamıştır. Emirates stadının ilk açılış maçında eski takım arkadaşları ve Johan Cruyff’lu -Van Basten’li Ajax, portakal forması giymiş 54.000 taraftarın önünde oynamış ve göz yaşları içinde Bergkamp son defa yeşil sahalara futbolcu olarak ayak basmıştır.
Hollandalı Bergkamp 2008 yılında antrnörlük kurslarına başvurmuş , sonrasında Johan Neeskens ile beraber Hollanda B takımını çalıştırmıştır .Şu anda Ajax’ın miniklerini yetiştirmekle meşgul olan Dennis Bergkamp o eşşiz futbolu ve cin gibi oyunuyla bana bu postu yazmayı mecbur kılmış ve bugün bile onu yaadeden , hatırlayan , özleyen ve benim gibi onun gibisi gelmedi diyen bir çok futbol aşığını kendisine hayran bırakmıştır.

2 yorum:

Gorki dedi ki...

Bergkamp'ı çok özleyen biri olarak resmen gözlerimi doldurdu bu güzel yazınız..
Ruhunuza sağlık..

mondo trasho dedi ki...

şu anda ne yapıyor acaba? bir havayolu şirketinin başında değildir, o kesin:)