10 Eylül 2010 Cuma

Allianz Arena'da bir gün...

Allianz Arena ilgili bir post yapacağımı söylemiştim . Aradan uzun zaman geçti , fakat blog arşivinde böyle bir deneyimin olmamasını istemezdim, nasip bugüneymiş. Bundan 4 ay önce Münih'te okul projesinden fırsat bulur bulmaz Allianz Arena yollarına düştüm . Stad şehrin epey dışında kalıyor fakat ulaşmak öylesine basit ki , tabelalar sizi zaten gayet iyi yönlerdirmekte.
Bundesliga o sıralar bittiği için in cinin top oynadığı devasa stadda ,Almanların kusursuz mühendislik anlayışının buram buram hissedildiğini sizlere söyleyebilirim . Aslında burayı gece görmek isterdim .Biliyorsunuz Bayern'in ve 1860 Münih'in maçlarına göre stadın etrafı mavi veya kırmızıya bürünüyor.Elektronik turnikeleri örtmüşler . Her Allahın günü yağmur yağdı desem yeridir. Neyse mızmızlanmayalım . Stada doğru ilerlemeye devam edelim .
Arena'nın etrafında bir tur attım ve stad o kadar büyüktü ki yürü yürü bitmiyor desem yeridir. Stad turları tabelasını gördükten sonra merdivenleri tırmanmaya başladım .
Kapalı bir gün olmasının da katkısıyla biraz loş görünen koridorlarda gezinmeye başladım . Bu kocaman beton yığınında tek ademoğlu ben miyim acaba diye düşünmeden edemedim .

Bayern ve 1860 Münih takımlarının Store'larına bir göz attım. Özellikle Bayern Mega Store'un geniş,ferah ve ürün çeşitliliğini fazlasıyla barındıran içini görünce insan bir şeyler satın almadan edemiyor. Buraları görünce stadda benden başka yüzlerce insanın olduğunu da farkettik haliyle . 10 Euro'yu bayıldık ve 30 kişilik gruplar halinde stad turuna başladım. İlk yeişl çimleri görünce ,insan vay be! demeden edemiyor hani...
Stad rehberi Anna adında çok akıcı ve berrak İngilizcesi ile konuşan bir Alman genç kızıydı. Almanca ve İngilizce tur seçeneklerini içinden İngilizce'yi seçtim doğal olarak. Stadı turlayanlar arasında Orta Asyalıların çokluğu gözden kaçmadı. Inter ile oynayacağı CL finali öncesinde ziyaretçilerin fazlasıyla arttığından bahsetti Anna. Stadın akustiğinden epey bir bahsetti ve deney yaptı hatta. Hep beraber TORRR! diye bağırdık . 30 kişinin stadda yankılanan tınısını işitmeliydiniz. Stad doluyken atmosferi insan hayal edemiyor.
Koltuların hepsi standart ve deri kılıflı . Stamford Bridge'de gördüğümden çok çok daha iyi olduğunu sizlere söyleyebilirim .
Kale arkasının bir bölümüne özellikle koltuk yerleştirilmemiş . Rehberimiz bize bu bölümün Bayern'in en ateşli ve en deli taraftarlarına ait olduğunu söyledi. Buradakiler 1 saniye bile oturmazlar ve maç boyunca çoşarmış. Özellikle bu alanda bira tüketiminin fazla olduğunu söyledi Anna. Bayern'in maçlarını izlerken gözüm hep buraya gidiyor artık .Harbiden o bölümde sürekli bir aksiyon var.
Soyunma odaları geniş, ferah ve temiz. Van Gaal bu tahtayı çok kullanıyormuş . Her futbolcunun resminin altında kendine ait dolabı var. Gözlerim hemen Hamit'i buldu tabiki...
Bayern'in tıp ve masör ekibi bir hayli tecrübeli ve ünlü. Doktor Wohlfahrt ismini duymayan yoktur sanırım . Onun hakkında bir post yapmıştım.Bayern'den kopmamış hala .Milli takımın da doktoru ve alanında 1 numara diyor herkes.
Burası tünel işte. Tünele tam girdik CL müziği çalmaya başladı her yerde. O an heyecanlandım valla , ulen niye ben futbolcu olmadım diye hayıflandım kendi kendime. O günden beri cep telefonumun melodisi CL müziğidir .Bitiyom ben sese...
Almanların alkolle arası epey iyi biliyorsunuz . Maç önü, devre arası ve sonunda görmüş olduğunuz bölümde her türlü içki servisi ve snack-sosis tarzı şeyler peynir ekmek gibi gidiyormuş . Hiç hayatımda bu kadar büyük stad lobisi görmemiştim . Çokk geniş bir alana yaymışlar.
Şu arkadaki ayakkabı ve top resmini evimin bir köşesinde isterdim . Tabi bizim hanımda pek isterdi yaaa...! Neyse, Stad turu tam 70 dakika sürdü. 70 dakikada 30 kişiden 300 Euro'yu cebe attı kulüp. Gün boyunca 10 turun yapıldığını düşünün günde 3000 Euro .Haftada 21000 Euro , ayda 84000 Euro .Yılı siz hesaplayın artık . Darısı bizim kulüplerin ve Seyrantepe'nin başına. Türkiye'de stad turlarından para kazanan kulüp var mıdır acep ...?

2 yorum:

Bekowski dedi ki...

büyüleyici gerçekten. bizde nereyi gezdireceksinki: sidik kokan pisuvarları, kırık koltukları, yemiş artıkları, lobideli! köfteci, çaycıyı simitçiyi :)) komik olurdu böyle bir çalışma.

Murat dedi ki...

Yazınızı çok beğendim.
Stat turlarına seyirci çekecek kadar zengin bir futbol tarihimizin olması dileğiyle...