27 Aralık 2010 Pazartesi

Şampiyonlar Ligi Finalleri : Bölüm 1

OLYMPIQUE DE MARSEILLE 1 - 0 AC MILAN


Bu maçın bitişiyle Milan için sanki bir dönem sona ermiş , farklı bir dönem başlamış gibiydi . Maç arifesinde takım arkadaşlarına Milan’dan ayrılacağını söyleyen Rijkaard , bu maçta sakatlanıp profesyonel futbol hayatı sona erecek olan Van Basten ve orijinal saçlarıyla yedek kulübesinde oturan Gullit’in yıllarını geçirdiği Milano periyodu Münih Olimpiyat Stadında tarihe karışacaktı. . Şampiyonlar Şampiyonluğunu kazanan tek Fransız takımı ünvanını ele geçirecek olan Marsilya için de maç sonrası yaşanacak dönemdeki gelişmeler iç açıcı değildi . Çünkü Marsilya başkanı Bernard Tapie’nin ligde kursağına kadar şike skandallarına bulaşmasından dolayı kulübün lig şampiyonluğu elinden alındı ve Marsilya bir alt lige düşürüldü . CL Şampiyonunun küme düşürülmesi gerçekten sıra dışı bir olaydı .

O zamanın UEFA kurallarına göre bir takımın ancak 3 yabancı oynatabilme hakkı vardı Bu kurala rağmen Milan Başkanı Berlusconi 30 milyon pound’luk bir servet harcayarak takımda toplam 6 yabancı oluşturdu. Maç öncesi insanlar iki noktaya odaklanmıştı : 2 sene önce finalde penaltılarla kupayı Kızılyıldız’a kaptıran Marsilya bu kez şeytanın bacağını kırabilecek miydi ? Ve kupalara ambargo koyan yıldızlar topluluğu Milan acaba kaç atacaktı ?Milan’ın teknik direktörü Fabio Capello, Ruud Gullit ve Jean Pierre Papin’i yedek soyundurup Massaro’yu Van Basten’in yanına yerleştirmişti . İlk 20 dakika Marsilya kalesini abluka altına alan Milan’ın ataklarını kesen kalecinin saçsız kellesini 5 sene sonra Dünya Kupası’nda Laurent Blanc öpücüklere boğacaktı .Evet , o kalecinin ismi Fabien Barthez’di . Grup maçlarında sadece 1 gol yiyip bütün maçlarda rakiplerini tarumar ederek finale kadar uzanan Milan’ın gol yollarındaki beceriksizlik ve bahtsızlığı sanki maçın kaderini yazıyordu . Van Basten ve özellikle de Massaro’nun kaçırdıkları Marsilya taraftarının tırnaklarını yedirmeye yetmişti . Marsilya yakaladığı en önemli pozisyonda Alman Rudi Voeller’in topu Alan Boksic’e vermek yerine Milan kalecisi Rossi’ye nişanlamasıyla şansını değerlendirememişti. Devre golsüz sona erecek derken siyahi futbolcu Basile Boli’nin kafa şutu sessiz sakin Milan ağlarına takılmış ve Milan’ın meşhur Ultras tribünleri Olimpiyat Stadında sus pus olmuştu .İkinci yarıya daha istekli ve hırslı giren Rossoneri’nin atakları bir türlü sonuç vermiyordu . Çünkü karşılarında bu kupayı gerçekten çok almak isteyen dirençli kaptan Deschamps’ın arkadaşları bulunuyordu . Capello maçın ilerleyen dakikalarında eski Marsilya’lı Papin’i oyuna alarak sonradan Milan formasını terletecek olan Desailly duvarını aşmak istiyordu. Acaba Papin iki yıl sonra Kızılyıldız’a karşı Marsilya forması altında yaşayacağı hezimet duygularının aynısını eski takımına karşı yine yaşayacağını biliyor muydu ?Finale kadar üst üste 58 maç kaybetmemiş Milan’ın yolun sonuna bu maçta geleceğini kim tahmin edebilirdi ki ? 86.dakikada sakatlanıp oyundan çıkan Marco Van Basten için bu maç hayatının son maçıydı . Çünkü bu sakatlığı efsane futbolcuyu mesleğinden alıkoyacaktı .Maç sona erdiğinde Milan’lı futbolcuların donuk ve şaşkın simaları Mavi-Beyaz tribünlerin çılgın coşkusunu izliyordu .Maçtan sonra Marsilya’nın Hocası Raymond Goethals “Bu kupayı kazanmayı iki yıl önce hak etmiştik , fakat şimdi daha güzel oldu . Çünkü dünyanın en büyük takımını yendik .” demişti .Marsilya 93 yılında yeni ve grup’lu statüsüne kavuşan Şampiyonlar Ligi formatının ilk Şampiyonu olmuştu . O günden beri hiçbir Fransız takımı CL Kupasının kulpundan bir daha tutamadı.26 Mayıs 1993
Marseille: Barthez, Angloma (Durand), Di Meco, Boli, Sauzee, Desailly, Eydelie, Boksic, Voller (Thomas), Pele, Deschamps (capt)
Milan:
Rossi, Tassotti, Maldini, Albertini, Costacurta, Baresi (capt), Lentini, Rijkaard, Van Basten (Eranio), Donadoni (Papin), Massaro

GOL :Dk. 45 Boli

4 yorum:

flyingdupe dedi ki...

bu maçla ilgili çok net hatırladığım bir konuda , Mustafa Denizli'nin golün duran toptan geleceğini ve tek farkla biteceğini bilmesiydi.

Metonet dedi ki...

2 takımda 3er yabancı var. ne güzel:)

Unknown dedi ki...

müthiş bir seri olacak gibi duruyor. yeni jenerasyon olarak yetişemedik o günlere. ancak 2001 yılında dahil olabildim bu müthiş organizasyona. sıkı takipçisiyim şampiyonlar liginin. istatistikleriyle uğraşıyorum hep. bu harika yazı dizisinin devamını dilerim. sürekli takip edecem.

Adsız dedi ki...

eskilere götürdün hocam bizi.. van basten'in futbol hayatının bittiğine çok üzülmüştüm ben.