18 Şubat 2009 Çarşamba

Bordeaux 0 - 0 Galatasaray (18.02.2009)

Gourcuff maça öyle bir başladı ki , sanki fi tarihinden beri G.Saray'a karşı hıncı vardı ve hesabı bir an önce kesmek istiyordu . Bizimkiler ilk dakikalarda şaşkınları oynarken, sığınacak liman bir nevi kale direği oldu. Chamakh'ın direkten dönen topundan sonra yavaş yavaş toparlanmaya başladık . Gourcuff topu ayağıyla çekip sürüklemesiyle Zizou'yu hatırlattı bizlere ve çoğu kez serbest kaldı maç boyunca . Tabiatıyla Cimbomu en çok zorlayan adam o oldu . Milan'a geri döndüğü zaman bu kadar serbest oynar mı ya da oynatılır mı ayrı bir konu.
Bordeaux savunmasında Diawara ve Henrique atletik vücutlarını öylesine iyi kullandılar ki , özellikle ilk yarının belirli bir bölümünde ikili mücadele nasıl yapılır onu gösterdiler . Aynı şekilde Emre ve özellikle Servet Fransızların canına okudu desek yeridir . Servet hatasız ve basit oynayınca daha da gözümde büyüyor . Emre-Meira - Servet üçlemesinde en faydalısı oydu. Bu savunma hattıyla böyle bir maçta nasıl olurda gol yemedik , enterasan . Bordeaux'un en zayıf halkası Placente idi . Daha önceleri oynadığı Leverkusen'deki formundan bir hayli uzakta olan Placente'nin yaptığı tek iş faulle durdurmaktı . Zaten yakaladığımız pozisyonların çoğunu onun tarafından bulduk diyebiliriz . Kewell uzun bir ayrılığın ardından böyle bir maçla sahalara dönünce sırıtır mı acaba diye düşünmedik değil. Kondisyon eksikliği belli olmasına rağmen yapabildiğinin en iyisini yaptı ve en önemli pozisyonun ismi de oydu . Fakat onun tarafından Bordeaux üstümüze çok geldi .
Lincoln bugün aklıyla oynadı, haşin Bordeaux futbolcuları karşısında yaptığı hamlelerle ayakta durdu fakat bitiriciliğini tam anlamıyla gösteremedi . Baros ikinci yarıda oyunda kalsaydı daha iyi olurdu . Sakatlık onu kulübeye göndermiş . Yerine giren Kongo'lu, bir forvet nerede durmamalı , nerde oynarsan sittim sene pozisyona bile giremezsin onu öğretti bize . Bir forvet niçin bu kadar 18'den uzak oynar anlayamıyorum . İkinci yarı yavaşlığı ve hımbıllığı yüzünden takım geriye yaslandı . Doğal olarak Ayhan, Mehmet Topal ve Barış Özbek enerjilerini doruk noktada harcamak zorunda kaldı . Arda da iyi oynamasına rağmen belirli bir alana sıkıştı kaldı . Mehmet Topal öylesine çok top kazandı ki bir ara hakemle bile omuz omuza mücadeleye girdi . Her geçen yıl oyununu geliştiriyor . Bu futbolu devam ederse alternatifsiz bir adam olacak .
Bordeaux elenmeyecek bir takım değil fakat İstanbul'da G.Saray'ı bir korku tüneli bekliyor . Tek golle elenecek bir takım değil bu Bordeaux . İkinci yarı itibariyle hücumda sönük bir futbol oynasakta yenilgiden çok dah iyi bir skor . Artık toparlanmanın zamanı geldi de geçiyor galiba...

Bu arada bu Metalist Kharkiv ne hınzır bir takımmış yahu . Gene tek golle devirmiş İtalyanları . Azimle mıçan beton deler hesabı , çaktırmadan ilerliyorlar . Hamburg da üçlemiş , Almanya'da bizim Bordeaux maçını izlerler artık ayaklarını uzatarak ...

1 yorum:

DAVUT UTLU dedi ki...

Alınan 0-0 lık sonuç hiçbir zaman avantaj değildir.Biz bunları İstanbul'da eleyebiliriz Lincoln ve Baros gününde olursa rahat eleriz.Gününde bir Lincolnun atacağı milimetrik pasları gününde Baros iyi değerlendirir.İnşallah Almanya'da ki gurbetçilerimiz takımımızı görür.